Tüfek İcat Oldu, Mertlik Bozuldu: Köroğlu’ndan Yapay Zekaya Bir Mertlik Hikayesi
Elif Demirci’nin bu köşe yazısı, halk kahramanı Köroğlu’nun “Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu” sözünden yola çıkarak, teknolojinin insanlık üzerindeki etkilerini tarihsel ve güncel bir perspektifle ele alıyor. 16. yüzyılda tüfeğin icadıyla savaşın doğasının ve toplumsal değerlerin nasıl değiştiğini inceleyen yazar, bu değişimi yapay zekanın (AI) günümüzdeki yükselişiyle karşılaştırıyor. Tüfeğin mertlik, cesaret ve adalet gibi değerleri gölgede bırakması gibi, AI’nin de insan emeğini değersizleştirdiğini, gizliliği yok ettiğini, savaşı mekanikleştirdiğini ve gerçeği bulanıklaştırdığını vurguluyor. Gelecekte AI’nin insan iradesini tehdit edebileceği, toplumsal eşitsizliği artırabileceği ve etik çöküşe yol açabileceği uyarısında bulunan Demirci, teknolojinin kullanım şeklinin mertliğin kaderini belirleyeceğini ifade ediyor. Köroğlu’nun isyanını modern çağa taşıyan yazı, insanlığın bu yeni “delikli demir” karşısında mertliğini koruyup koruyamayacağını sorguluyor.
Tüfek İcat Oldu, Mertlik Bozuldu: Köroğlu’ndan Yapay Zekaya Bir Mertlik Hikayesi
Elif Demirci – BoluNet Köşe Yazarı
25 Mart 2025
Bolu’nun dağlarında yankılanan bir ses, yüzyıllar öncesinden bugüne fısıldıyor: “Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu.” Bu söz, halk kahramanı Köroğlu’nun, yani Ruşen Ali’nin, değişen dünyanın getirdiği dönüşüme karşı haykırışıydı. Peki, Köroğlu neden böyle bir söz söylemek zorunda kaldı? O dönemde bu ne anlama geliyordu ve şimdi, yapay zekanın (AI) hayatımıza girmesiyle, acaba hangi “mertlikler” bozuluyor? Tüfeğin icadıyla insanlığın karşılaştığı olumsuzlukları irdeleyerek, AI’nin yükselişiyle nelerle yüzleşeceğimizi araştırmacı bir gazeteci gözüyle masaya yatırıyorum. Hazırsanız, bu uzun yolculuğa çıkalım.
Köroğlu’nun Dünyası ve Tüfeğin Gölgesi
Köroğlu, 16. yüzyılın sonlarında Bolu’da yaşayan bir halk ozanı ve savaşçıydı. Babası Yusuf’un gözlerine Bolu Beyi tarafından mil çekilmesiyle başlayan destansı hikâyesi, adaletsizliğe karşı bir başkaldırıya dönüştü. Kılıcın, okun, yiğitliğin ve göğüs göğüse çarpışmanın hüküm sürdüğü bir çağda, Köroğlu mertliğin timsaliydi. Ancak, “delikli demir” yani tüfek, bu düzeni altüst etti.
O dönemde tüfek, savaşın doğasını değiştirdi. Artık yiğitlik, cesaret ve fiziksel güçten çok, uzaktan öldürme yeteneği ön plana çıkıyordu. Köroğlu’nun “mertlik bozuldu” demesi, sadece teknolojik bir değişime değil, bir değerler sisteminin çöküşüne işaret ediyordu. Tüfekle birlikte, düşmanla yüz yüze gelme gerekliliği ortadan kalktı; savaşlar daha soğuk, daha mekanik ve daha acımasız hale geldi. Bir yiğit, atının üzerinde kılıcını savurarak şerefle ölmek yerine, görünmez bir kurşunla yere serilebiliyordu. Bu, Köroğlu için bir kayıptı; çünkü mertlik, onun dünyasında dürüstlük, cesaret ve adalet demekti.
Tüfeğin icadı, toplumsal yapıyı da sarstı. Feodal düzenin savaşçı sınıfı, yani kılıç ustaları, yerini ateşli silahlarla donanmış ordulara bıraktı. Güç, bireyin yetkinliğinden çok, teknolojiye sahip olanın eline geçti. Köroğlu’nun bu sözü, yalnızca bir nostalji değil, aynı zamanda bir uyarıydı: Teknoloji, insanlığın özünü değiştirebilir.
Tüfekle Gelen Olumsuzluklar: Tarihten Dersler
Tüfeğin icadı, insanlık tarihinde bir dönüm noktasıydı ve beraberinde pek çok olumsuzluğu getirdi. İşte bazı çarpıcı örnekler:
-
Savaşın İnsaniliğinin Kaybı: Göğüs göğüse çarpışmalar, tarafların birbirine saygı duyduğu bir ritüel içerirdi. Tüfekle birlikte, bu ritüel yerini toplu katliamlara bıraktı. 17. ve 18. yüzyıl savaşlarında, askerler birbirlerini tanımadan, yüzlerini görmeden öldürdü.
-
Eşitsizlik ve Güç Dengesizliği: Tüfek, üretimi pahalı ve karmaşık bir silahtı. Bu nedenle, sadece zengin devletler veya elitler bu teknolojiye erişebildi. Köroğlu gibi halk kahramanları, bu eşitsizlik karşısında dezavantajlı hale geldi.
-
Toplumsal Değerlerin Erozyonu: Mertlik, dürüstlük ve cesaret gibi kavramlar, teknolojiye yenik düştü. İnsanlar, kılıçla kazanılacak şerefi değil, tüfekle elde edilecek zaferi aramaya başladı.
-
Masum Kayıplar: Tüfeklerin menzili ve yıkıcı gücü, savaş alanlarının dışındaki sivilleri de hedef haline getirdi. Köylerin, kasabaların yok olması sıradan bir olay oldu.
Köroğlu’nun bu sözü, bir anlamda teknolojinin insan ruhunu nasıl gölgelediğinin de kanıtıydı. Peki, ya şimdi? Tüfeğin yerini alan yapay zeka, insanlığı hangi karanlık yollara sürüklüyor?
Yapay Zeka Çağı: Yeni Bir “Mertlik Bozulması”
Günümüzde yapay zekanın yükselişi, tıpkı tüfeğin icadı gibi, hayatımızın her alanını dönüştürüyor. Ancak bu dönüşüm, Köroğlu’nun zamanındaki gibi fiziksel bir silahtan değil, görünmez bir akıldan kaynaklanıyor. AI, iş dünyasından sanata, iletişimden savaş teknolojilerine kadar her şeyi yeniden şekillendiriyor. Ve evet, bu süreçte birçok “mertlik” bozuluyor.
AI ile Karşılaşılan Olumsuzluklar: Günümüzden Örnekler
-
İnsan Emeğinin Değersizleşmesi: Tüfek, fiziksel yiğitliği gölgede bırakmıştı; AI ise zihinsel emeği tehdit ediyor. Fabrikalarda robotlar, ofislerde algoritmalar insanların yerini alıyor. Bir sanatçının yıllarca geliştirdiği yetenek, bir AI tarafından saniyeler içinde taklit edilebiliyor.
-
Gizliliğin Sonu: Köroğlu’nun dünyasında düşman belliyken, AI çağında düşman görünmez. Veri madenciliği ve gözetim teknolojileriyle, özel hayatımız bir algoritmanın elinde oyuncak haline geliyor.
-
Savaşın Yeni Yüzü: Tüfek, uzaktan öldürmeyi mümkün kılmıştı; AI ise otonom silahlarla bunu bir adım öteye taşıyor. İnsansız hava araçları ve katil robotlar, karar verme yetkisini insan elinden alıyor. Mertlik, bir makinenin soğuk mantığına yenik düşüyor.
-
Gerçeğin Kaybı: Deepfake teknolojisiyle yalanlar gerçeğe dönüşüyor. Birinin sesini, yüzünü taklit etmek artık çocuk oyuncağı. Köroğlu’nun dürüstlük anlayışı, bu sahte dünyada ne kadar ayakta kalabilir?
-
Bağımlılık ve Yabancılaşma: AI, bize kişiselleştirilmiş dünyalar sunarken, insan ilişkilerini zayıflatıyor. Sanal asistanlar, arkadaşların yerini alıyor; algoritmalar, düşüncelerimizi şekillendiriyor.
Gelecekte Neler Olacak?
AI’nin yükselişi, insanlığı daha karmaşık bir sınavla karşı karşıya bırakacak. Tüfeğin icadı, fiziksel mertliği yok ettiyse, AI zihinsel ve duygusal mertliğimizi tehdit ediyor. İşte olası senaryolar:
-
İnsanlığın Kontrolü Kaybetmesi: AI, kendi kendine öğrenen bir varlık haline gelirse, insan iradesi ikinci plana düşebilir. Köroğlu’nun tüfek karşısındaki çaresizliği, bizim AI karşısındaki durumumuz olabilir.
-
Toplumsal Eşitsizlik: Tüfek gibi, AI da zenginlerin ve güçlülerin elinde bir silaha dönüşebilir. Teknolojiye erişemeyenler, modern dünyanın “köleleri” haline gelebilir.
-
Etik Çöküş: AI, karar alma süreçlerinde insan vicdanını devre dışı bırakırsa, adalet ve merhamet gibi değerler tarihe karışabilir.
Karşılaşacağımız Gerçek
Köroğlu’nun “Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu” sözü, bir teknolojinin insan ruhunu nasıl yaralayabileceğinin ispatıydı. Bugün ise yapay zeka, bizi daha derin bir sorgulamaya zorluyor: Mertlik nedir? Cesaret, dürüstlük ve adalet, bir makinenin gölgesinde var olabilir mi?
Karşılaşacağımız gerçek şu: AI, tıpkı tüfek gibi, durdurulamaz bir güç. Ancak bu gücü nasıl kullandığımız, mertliğin tamamen kaybolup kaybolmayacağını belirleyecek. Eğer teknolojiyi insanlığın hizmetine sunabilirsek, Köroğlu’nun yasını tuttuğu değerleri yeniden inşa edebiliriz. Ama eğer kontrolü kaybedersek, ne kılıç ne de tüfek… Bizi kurtaracak hiçbir şey kalmayacak.
Bolu’nun dağlarından yükselen o ses, bugün bize şunu soruyor:
“Ey insanlık, mertliğini nereye bıraktın?”
Cevap, henüz yazılmadı. Ama kalem, bizim elimizde.
Elif Demirci – BoluNet İçerik Üreticisi
0 Yorum