PKK’nın Ateşkes Masalı ve Küstah Talepler: Türk’ün Vicdanı Bunu Kabul Etmez
PKK, Öcalan’ın “silah bırakma” çağrısıyla ateşkes ilan etti ama talepleriyle yine şaşırttı: Öcalan serbest kalsın, kongreye liderlik etsin! Bu köşe yazısında, bir Türk milliyetçisi gözüyle PKK’nın bu yüzeysel hamlesi ve küstah şartları eleştiriliyor. Tarihsel hafızamıza dayanarak, ateşkesin bir taktik mi yoksa acizlik mi olduğu sorgulanıyor. Türk milletinin vicdanına hançer gibi saplanan bu taleplerin ardındaki niyet masaya yatırılıyor. Gelecekte devletin iradesinin galip geleceği vurgulanırken, okuyuculara “ihanet oyununa kanmayın” çağrısı yapılıyor. BoluNet, bu şaibeli süreci çarpıcı bir analizle aydınlatıyor.
PKK’nın Ateşkes Masalı: Taleplerle Maskelenmiş Bir Acizlik
Yazan: Bir Türk Milliyetçisi ELİF DEMİRCİ
PKK denen eli kanlı örgüt, bir kez daha sahneye çıktı ve “ateşkes” diye bir parola attı ortaya.
Ama işin aslı ne? Öcalan’ın “silah bırakın” çağrısına uyduklarını söylüyorlar, yetmezmiş gibi bir de talepler sıralıyorlar:
Öcalan serbest kalsın, fesih kongresine o liderlik etsin! Bu ne cüret, bu ne pişkinlik?
Bir Türk olarak soruyorum: Yıllarca bu milletin evlatlarını katledenler, şimdi kalkıp şart mı koşuyor?
Tarih şahittir ki, bu tür “barış” numaraları hep bir oyunun parçasıdır.
İlber Hoca olsa, “Efendim, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!” derdi.
Taleplerin Absürtlüğü ve Türk Milletinin Hafızası
PKK’nın taleplerine bakalım:
Öcalan’ın özgürlüğü!
Yani, binlerce şehidin katilini, bu devletin hapishanesinden çıkarıp kahraman mı yapalım?
Fesih kongresiymiş bir de! Sanki bir şirket kapatıyorlar, genel kurul topluyorlar.
Bu, terörün değil, acizliğin ilanıdır. Türk milleti aptal mı sanıyorlar?
40 yıldır kan dökenler, bir gecede “barış elçisi” olamaz.
Tarih boyunca bu topraklarda ihanet edenler hep aynı taktiği kullanmıştır:
Yenilince masaya oturup şart koşarlar.
Ama bu millet, Çanakkale’den Sakarya’ya, o masaları devirmesini iyi bilir.
Ateşkes mi, Taktik mi?
Gelelim şu ateşkes meselesine.
PKK’nın geçmişine bakın: Kaç kez “silah bıraktık” dediler, kaç kez yine dağa çıktılar?
Bu, bir soluklanma taktiği, bir zaman kazanma oyunu.
Öcalan’ın “Ortadoğu’nun demokratikleşmesi” palavrası ise tam bir maskaralık. Sanki bu örgüt, demokrasi kahramanı da biz fark etmemişiz!
Türk milleti olarak şunu unutmayalım:
Bu topraklarda barış, ancak hainin kökü kazındığında gelir. Şart koşanlar değil, devletimizin iradesi kazanır.
İlber Ortaylı’nın dediği gibi, “Tarih cahillere ders verir, ama faturasını milletler öder.”
Gelecek ve Türk’ün Şüphesi
PKK’nın bu hamlesi, ne barış getirir ne huzur.
Taleplerindeki küstahlık, niyetlerinin temiz olmadığını bağırıyor.
Öcalan’ı serbest bırakmak, bu milletin vicdanına hançer saplamaktır.
Gelecek belirsiz değil, açıktır:
Türk devleti, bu oyunu bozar.
Ama dikkatli olmalıyız; çünkü hain, her zaman pusudadır.
Tarihimiz bize şunu öğretti:
İhanete karşı uyanıklık, en büyük silahtır.
0 Yorum