Din ve Ahlak: İbadetinin Ötesinde Dürüstlük ve Adaletin Önemi
222
GPT

Din, Ahlak ve Adalet: Kastamonu'daki Vaaz Üzerine

 

Geçtiğimiz günlerde Kastamonu'da bir camide verilen vaaz, sosyal medyada geniş yankı buldu. Vaazın içeriğinde dile getirilen sorumlulukların önemi, ibadetin kapsamı dışında bir perspektiften seçilmiş ve hepimizi düşündürmüştür. Hoca, İslam'ın temel öğretilerinden olan adaletin ve dürüstlüğün esası olduğunu hatırlattı. Bugün pek çok Müslüman ibadetlerini yerine getirirken, değerlerde sapmalar yaşanabiliyor ve bu bağlamda ele alınan meseleler hayati önem taşıyor.

 

Vaazda kul hakkı yemenin, yetim hakkına el uzatmanın, toplumun malını haksızca biriktirmenin, namaz gibi ibadetlerle örtbas edilemeyeceği vurgulandı. Ancak İslam'ın sadece ritüel ibadetlerle sınırlı olmadığı, aksine insan davranışlarında da ortaya çıkan esas olduğunu hatırlatıyor. Peygamber Efendimizin (SAV) “Bizi aldatan bizden değildir” hadisi, Müslümanların özünde dürüst ve güvenilir bir insan olmayı öğrendiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

 

İslam'da Ahlak ve İbadet Dengesi

 

Müslümanlık sadece namaz kılmak, oruç tutmak, hac yapmak gibi ibadetlerden ibaret değildir. Elbette bu ibadetler, insanı Allah'a yaklaştıran birer vesiledir; Ancak ibadetlerin asıl amacı, insanı ahlaken yüceltmek ve toplumun faydasını sağlayan bireyler haline getirmektir. Ahlaki değerleri, İslam'ın en temel direklerinden biridir. Dürüstlük, adalet, hak yememek, yetimliği korumak ve insanlara iyilikle muamele etmek, namaz kadar önemlidir. Vaazda dile getirilen "Bir adam adil değilse, secdesi Allah'a ulaşmaz" sözü, bu gerçeğin izleri çizilirken, ibadetin sadece şekilsel bir ritüel olmadığını, aksine bir yaşam biçimi olduğunu anlatıyor.

 

Vaazda dile getirilenler sadece bireysel ahlakla sınırlı değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk taşımadır. Bir Müslüman, dürüstlük ve adaleti dürüstlükle yerine getirmeli; Çünkü İslam'ın ruhu, sadece bireysel ibadetlere değil, toplumsal düzenin sürdürülmesine ve haklarının korunmasına da dayanıyor.

 

Atatürk'ün Ahlak Anlayışı ve Toplum Yapısı

 

Mustafa Kemal Atatürk de, toplumun temel değerleri üzerine inşa edilmesinin inanmış bir liderdi. “Din, bir vicdan itirazıdır” diyerek, dinin, ahlaken yüceltilmesinin vurgulandığını vurgulamıştı. Bugün İslam ahlakı üzerine yapılan tartışmalar, Atatürk'ün gelişim misyonuyla da örtüşüyor. Toplumların ilerleyebilmesi için hem hak, hem de hukuk kavramlarını içselleştirmeleri önemlidir. Atatürk'ün adalete verdiği önemin altı çizilmelidir.

 

Toplumu yönetenlerin, toplum düzenin sağlanabilmesi, hem kendi vicdanlarıyla hem de topluma karşı sorumluluklarıyla yüzleşmelerini gerektirir. Atatürk ilke ve inkılapları da bu mantıksal bir ahlak rejiminin parçasıdır. Çünkü vicdani sorumlulukları ve adalet anlayışları, sadece dini bir değer olarak değil, aynı zamanda insanın temel bir gerekliliği olarak görülmelidir.

 

Dürüstlük ve Adalet İslam'ın Kalbidir

 

Kastamonu'da verilen bu vaaz, günümüz toplumuna ışık tutan bir uyarı niteliğindeydi. Dinin, rejimin romantizmini merkeze koyarken, mali sorumlulukları göz ardı eden bir anlayış, İslam'ın özünden uzaklaşmadır. Namaz, oruç, hac gibi ibadetlerin anlamı, insanın iç dünyasında ve toplumsal yaşantısında adaleti ve dayanabildiği ölçüde derinleşir. Peygamberimizin de buyurduğu gibi, “Bizi aldatan bizden değildir.” Bu ilke, Müslümanlara bir rehber olması gerekir.

 

Toplumun hak ve adalet temelleri üzerine inşa edilmesi, hem kendi vicdanları hem de topluma karşı sorumluluklarıyla yüzleşmeleri ile mümkündür. Hem İslam'ın öğretileri, hem de Atatürk'ün sözleri ve anlayışı, toplumsal ahlakı vurguluyor, ülkemizde de bu sorumluluğu hatırlatmaya devam ediyor.

 

Elif Demirci

br

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

narin

Puan Durumu

Takım OM G M P
1 GS  Galatasaray 5 5 0 15
2 FB  Fenerbahçe 5 4 0 13
3 BJK  Beşiktaş 4 3 0 10
4 İBFK  Başakşehir 5 3 1 10
5 EYP  Eyüpspor 5 2 0 9

Reklam

s

Bolu Nöbetçi Eczaneler

boluspor 2
boluspor 4

E-Bülten Aboneliği