Bolu'ya net bakış - Bolunet.com.tr

Elif Demirci - 13 Ağustos 2023

Türkiye, bir kez daha tabiatın sarsıcı hatırlatmasıyla karşı karşıya. Malatya, Diyarbakır, Antalya ve Bingöl... Anadolu toprakları, tarih boyunca pek çok depremle sarsıldı, ama son günlerde yaşanan sık depremler, halkımızda ciddi bir tedirginlik oluşturdu.

Bu depremler, bir süre önce Kahramanmaraş'ta hissedilen yıkıcı sarsıntının artçıları mı? Yoksa yeni depremlerin habercisi mi? Uzmanların yorumlarına baktığımızda, bu soruların cevapları netleşiyor.

Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Malatya'daki depremin yeni bir fay hattından kaynaklandığına dikkat çekiyor. Türkiye'nin deprem haritasını yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini vurgulayan Ersoy, "Arap levhası ve Anadolu levhasının çarpışması sonucu Türkiye'deki fay zonlarında hareketlenme oldu" şeklinde tespitte bulunuyor.

Peki, bu depremler nasıl bir etki yaratıyor? Prof. Dr. Ahmet Ercan'ın korkusuna odaklanalım: "Benim asıl korkum, M7 dolayındaki bir depremle Pazarcık’tan, güneye, Hatay-Suriye sınırından Filistine doğru Ölü Deniz Kırığının kırılmasıdır." Ercan'ın bu sözleri, tüm Türkiye için bir alarm zili olmalı.

Yani, bu depremler, bize bir şeyi çok net hatırlatıyor: Hazırlıklı olmalıyız. Yapılarımızı güçlendirmeli, depreme karşı bilinçlenmeli ve en önemlisi deprem anında nasıl hareket edeceğimizi bilmeliyiz. Panik, daha büyük zararlara neden olabilir.

Hükümetin, belediyelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve bireylerin ortak bir sorumluluğu var. Depremin ne zaman ve nerede olacağını bilemeyiz, ama bu belirsizlik karşısında en iyi şekilde hazırlıklı olabiliriz.

Depremler, Anadolu topraklarının tarihine tanıklık eden doğal olaylardır. Bu topraklarda yaşayan bir millet olarak, depremlerle yaşamayı öğrenmeliyiz. Umarım, son yaşanan depremler, bizi daha bilinçli ve hazırlıklı olmaya yönlendirir.