Christopher Marlowe: Doktor Faustus
222

Oyunu yorumlanmaya geçmeden önce ünlü yazarımız Christopher Marlowe hakkında konuşmakta fayda var zira Marlowe, Shakespeare’den önceki en büyük oyun yazarıdır; daha doğrusu Shakespeare’den önceki tek büyük oyun yazarıdır. Shakespeare gibi 1564’te dünyaya gelen ve 1593’te henüz yirmi dokuz yaşındayken öldürülen Marlowe, yoksul bir ayakkabıcının oğlu olduğundan burslu olarak Cambridge’de okudu. Diğer İngiliz çağdaşlarının yanı sıra Marlowe tam bir İtalyan Rönesansı ürünüydü ve eserlerini de o çağdaş yapıyla yazdı. Kişiliği, en az giydiği kıyafetler kadar ilgi çekici hatta bir tavus kuşu kadar süslüydü. Renkli bir yaşama sahip olan Marlowe’un yaşamı hakkında çok şey bilinmez ancak bilindiği kadarı da çelişkilerle doludur. Örneğin Marlowe, bir yandan hükümetin tehlikeli bulduğu görüşleri benimserken, diğer yandan da hükümetin bir ajanı olduğu söylenir. Marlowe’un ana karakterlerinde görülen çılgınlık kendisinde de vardır ve bunu kendinin bir yeteneği sayar. Bu güzel çılgınlığı veya kendi deyimiyle yeteneği, kimi zaman saldırganlığa dönüşür ve belki de bu saldırganlığın bir sonucu olarak, daha yirmi dokuzunda son derece yetenekli bir yazarken bir meyhanede bıçaklanarak öldürülür.

 Kısacası Doktor Faustus denilen (The Tragical History of Doctor Faustus), İngiliz Edebiyat tarihinin önemli bir oyunu ya da hikayesi gibi gözükse de aslında başlı başına bir mittir. Oyun, ortaçağ Alman söylencesine dayanıyor ve bilindiği gibi oyunun konusunu Goethe de ele almıştır ve Alman edebiyatının en büyük yapıtlarından birini yazmıştır. (Marlowe’un Doktor Faustus’una Goethe’nin hayran olduğu ve hatta onu Almanca’ya bile çevirmeyi düşündüğü söylenir.)

Gelgelelim Marlowe’un Faustus’una, tıpkı Tamburlaine eserindeki gibi, ‘’ the great emperor of the world’’ (dünyanın büyük imparatoru) olmak istediğini söyler ve aslında Faustus tam anlamıyla Rönesans döneminin ideal bireyinin temsilcisidir. Faustus, bilgili, yetenekli ve hırslı bir adamdır. Öyle arzulu bir yapısı vardır ki; Faustus, bedeniyle değil de aklıyla dünyaya egemen olmak, evrenin sırrını çözmek ve insanoğlunun bilebileceği her şeyi bilmek-duymak ister. Çünkü Faustus, tüm bilim dallarında – felsefe, hukuk, mantık, din bilim,tıp- öğrenilebilecek ne varsa öğrenmiş, bu arada da binlerce hastayı vebadan kurtarmıştı. Yine de tüm bunlar Faustus’un ruhunu doyurmuyor ve kendi kendine ‘’yet art thou stil but Faustus, and a man’’ (ama sen gene de Faustus’sun sadece ve insansın) diyordu ve sadece insan olmak ona yetmiyordu, amacı insanüstü olmaktı. Bu amacı gerçekleştirebilmek için de ‘’a sound magician is a mighty god’’ (yetenekli bir sihirbaz güçlü bir tanrıdır) diyerek, Hıristiyan dininin yasakladığı büyülere yönelir ve ‘’Mephistophilis’’ adlı şeytanı çağırır. Doktor Faustus sonunda şeytanla kendi kanıyla yazıp imzaladığı bir anlaşma yapar. Anlaşmaya göre Mephistophilis, Doktora yirmi dört yıllık ömür verecek ve bu yirmi dört yıl boyunca her istediğini yerine getirecektir. Ama bu süre bittiğinde Faustus ruhunu şeytana teslim edecektir. Teklifi kabul ettikten sonra kısa sürede zenginlik, şöhret ve aşk elde eder. Faustus'un tutkusu ve hırsı, kibir ve gururu, Tanrı'ya olan inancındaki zayıflık; O’nu geri dönülmez bir vicdan azabına sürükler ve sonunda da pişmanlığı şu sözlerle gün yüzüne çıkar ‘’ for vain pleasures of 24 years have I lost eternal joy’’ (24 yıl sürecek boş hazlar uğruna, sonsuza değin sürecek sevincimi yitirdim.). Doktor Faustus’un en güzel ve en trajik yeri sayılabilecek kısım, saat gece on ikiye geldiğinde Mephistophilis ile öteki şeytanların doktoru alıp sonsuz acıyı çekeceği cehenneme götürme sahnesidir. Artık pişman olmak için çok geçtir ve Faustus zamanı durdurmanın  çaresi olmadığını bilmenin acısı içinde eskiden yadsıdığı dinsel inançlara sığınmak isteğiyle kıvranır.

Sonuç olarak Doktor Faustus oyunu, insanın bilgi ve güç arayışına odaklanır. Bu, Rönesans döneminin en önemli temalarından biridir. Aynı zamanda oyun, insan doğasının ikiliğini yansıtır çünkü Faustus, hem iyi hem de kötü yanlarını barındıran bir karakterdir öyle ki Rönesans dönemindeki insan anlayışına da uygundur. Ayrıca oyun, Tanrı'ya olan inancın sorgulanmasını ele alır ve bu durum da Rönesans döneminin tartışma konularından biridir. İnsanoğlunun tutkularının, arzularının ne kadar tehlikeli olabileceğini gözler önüne seren bu trajedi tam anlamıyla Rönesans izleri taşıyan, o zamanki insanların Hıristiyan değerlerine olan yaklaşımlarını hicivler ve kullandığı metaforlarla dönemin insanlarına sert bir eleştiride bulunur.

  ‘’ Bu bilge adamın içinde bir zamanlar gelişmiş olan Doğru düzgün büyüyebilecek dal kırıldı. Apollon'un defne dalları solup yok oldu. Faustus gitti;cehenneme düşüşüne dikkatle bakın. Akıllı kişiler onun kaderinden ders alsınlar da Yasak şeylere hayranlık duymasınlar. Onların parlak ileri görüşleri zeki insanları baştan çıkarır, Tanrısal gücün daha fazlasını denemeye kalkarlar.’’

br

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

narin

Puan Durumu

Takım OM G M P
1 FB  Fenerbahçe 5 4 0 13
2 GS  Galatasaray 4 4 0 12
3 İBFK  Başakşehir 4 3 0 10
4 BJK  Beşiktaş 4 3 0 10
5 EYP  Eyüpspor 5 2 0 9

Reklam

s

Bolu Nöbetçi Eczaneler

boluspor 2
boluspor 4

E-Bülten Aboneliği