Atatürk ve Cumhuriyetin İzinde

Bugün, 10 Kasım... Gözlerimizi kapattığımızda hala kalbimizin en derin köşesinde hissettiğimiz bir hüzün, bir saygı, bir minnet duygusuyla dolup taşıyoruz. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 84. yılında, onun fikirleri ve eserleriyle iç içe bir gün geçiriyoruz.

Atatürk, sadece bir lider, bir asker ya da bir devlet adamı değil, aynı zamanda büyük bir devrimciydi. Cumhuriyeti kurarak, milletimizin kaderini değiştirdi. Kurtuluş Savaşı'nın alevlerinden bir ulusun yeniden doğuşuna öncülük etti. Ve sonra, o ulusu çağdaş medeniyetler seviyesine çıkarmak için durmadan çalıştı.

Atatürk'ün devrimleri, sadece o dönemin koşullarına bir yanıt değil, aynı zamanda bugünümüzün ve yarınımızın temellerini de oluşturuyor. Harf devrimiyle eğitimdeki engelleri kaldırdı, kadın haklarıyla toplumsal cinsiyet eşitliğinin önünü açtı, laiklik ilkesiyle bilimin ve akılın rehberliğinde bir toplum yaratılmasının altını çizdi.

Peki, bugün Atatürk'ü anmak ne anlama geliyor? Onun fikirlerini, ideallerini yaşatmak, onun gösterdiği yolda yürümek demek. Bu, sadece geçmişi anmak değil, aynı zamanda geleceğe yön vermek demek. Atatürk'ün "Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyor ve hissediyorsanız bu yeterlidir" sözü, işte bu yüzden çok değerli.

Atatürk'ün vefatının yıldönümünde, onun bize bıraktığı en büyük miras olan Cumhuriyeti korumak, kollamak ve daha ileriye taşımak için yeniden söz veriyoruz. Onun açtığı yolda, gösterdiği hedeflere doğru ilerlemeye devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki, Atatürk'ün idealleri, Türkiye'nin daima ileriye gitmesini sağlayacak olan fener ışığıdır.

Bu özel günde, Atatürk'ün hayatını, mücadelesini ve Türkiye'ye kazandırdıklarını bir kez daha hatırlayalım ve onun izinde yürümeye devam edelim. Onun idealleri ve devrimleri, Türkiye'nin geleceğine ışık tutmaya devam edecek.

Elif Demirci