BoluNet

Şans Oyunlarından Milyarlık Vergi Fırsatı

Dikkatli okurlarım, yılın ilk yarısında sürekli olarak üst üste gelen vergi artışlarını hepimiz yadırgadık, hayıflandık ve cebimize giren deliklere acı acı baktık. Ama bir süreliğine mizahi bir bakış açısıyla size bu vergi fırsatlarını anlatmak istiyorum. Neticede her şeyin bir karikatürü vardır, değil mi?

Düşünün, koca koca vergiler, taşınır mülklerimizi, hizmetlerimizi, her türlü mal ve hizmet alışverişimizi tehdit ederken bir taraftan da tüm bu vergi artışlarının genişleyen bütçe açığını kapatmak için olduğunu söylüyorlar. Bu durumda bize de ya acı acı gülüp durumu kabullenmek kalıyor ya da vergi artışlarını 'bir tür' şans oyunu olarak görmek.

Evet, yanlış okumadınız, şans oyunu. Hükümet de aynı fikirde olacak ki, şans oyunlarından alınan vergileri de artırmış. Ne güzel, piyangodan çıkan ikramiyenin vergisini öderken bile bütçe açığının kapanmasına yardımcı olacağız.

Belki bir gün sabah uyandığımızda piyangodan çıkan ikramiyenin yarısını vergi olarak verirken, "En azından bütçeye katkıda bulunduk." diyerek kendimizi avuturuz. Belki de bu, hükümetin yeni nesil mali disiplin anlayışının bir parçasıdır. Kazanan her zaman devlet, kaybeden ise hep biziz.

Ama ne olursa olsun, enflasyon oranlarındaki hızlı yükselişi ve ekonomideki belirsizliği göz önünde bulundurduğumuzda, vergi artışlarının 'şans oyunu' olduğunu söylemek sanırım biraz hafif kalır.

Peki, sonuç ne olacak? Yüksek vergilerle daha fazla gelir elde edilerek bütçe açığı mı kapanacak? Yoksa yüksek vergi oranları ekonomik aktiviteyi durduracak ve sonuçta daha düşük vergi geliri mi sağlanacak? Bunu zaman gösterecek. Ama ben size bir tavsiyede bulunayım; her şeyi bir 'şans oyunu' gibi görmeyin. Çünkü bu oyunda kazanan genellikle hep aynı taraf oluyor.

Aydın Karataş