Veda Ettik Nebatiye

"Veda Ettik Nebatiye"

Bir bakan atadılar ve "işte size bir fırsat, yeteneklerinizi gösterin, ekonomiyi yönetebildiğinizi kanıtlayın" dediler. Fakat sonuç? Ağırlıktan başka bir şey olmadı, tam bir bakanlık koltuğu.

Hatırlayın, Nureddin Nebati'yi. Faiz oranlarına bile önceden dair bilgisi olduğunu söyledi. Merkez Bankası'nın bağımsız yapısına rağmen, Nebati, "faiz oranlarını artırmayacağız" dedi. Ekonomi, artık kendini idare eden bir Merkez Bankası yerine Nebati'nin dudaklarından çıkan sözlere göre yönetiliyordu.

"En fazla maaşlarını alacaklarını" iddia etti, ancak bir şeyi unuttu: İnsanların emeği, yatırımları ve gelecekleri. Hepsi kayboldu. "Baba kazanır, oğul yer" lafını hatırlayın mı? İşte tam da bu durumdayız.

Hatta düşen borsayı "içeriden bilgi aldılar" diyerek geçiştirdi. Ah Nebati bey, piyasaların nasıl çalıştığını gerçekten bilmiyor musunuz? Piyasaların güvenini nasıl kazanacağınızı unuttunuz mu?

Rakamların iyi olduğunu ve hedeflere ulaşıldığını iddia etti. Keşke artan oranlar, vatandaşların cüzdanlarındaki parayı da artırsa.

Türk Lirası'nın daha fazla değer kaybetmeyeceğini iddia etti. Ama sonuç ne oldu? Bugün dolar aldı başını gitti. Ah Nebati bey, tahminleriniz ne kadar da hatalı çıktı.

Bürokrasiyi alaşağı etme teklifinde bulundu. Düşündüm de, eğer ekonomiyi bu kadar alaşağı edebiliyorsak, bürokrasiyi yönetmek neden zor olsun ki?

Ve son olarak, koyun etinin kullanımını ve değiştirmeyi önerdi. Ah Nebati bey, keşke ekonomiyi düzeltebilecek büyük hayalleriniz olsaydı.

Ve son olarak şöyle dedi: "Her türlü pozisyona hazırım". Evet, çünkü eğer bakanlık koltuğuna oturmayı başardıysan, her türlü durumla başa çıkabilirsin. Ancak Nebati bey, keşke tüm bu pozisyonlar arasında ekonomiyi düzeltebilseydiniz.

Evet, Nebati bey, bakanlık koltuğu sizin için bir ağırlık oldu. Hem de ağır bir yük. Biz, ülke olarak, bu yükün altında kaldık. Limana yanaşık bir dev gemi batarken, biz kendi gemimizi idare etmeye çalıştık. Türk Lirası'nın "daha fazla düşemez" dediğiniz halde değer kaybetmesine rağmen, siz kıymetli koltuğunuzdan açıklamalar yapıyordunuz.

"Faiz artışı enflasyonu tetikler" dediniz. Ancak ekonomik teorinin genel kabul gören görüşünü unuttunuz. Enflasyonun aslında düşük faiz oranları ve para basılmasından kaynaklandığı gerçeği. Ah, keşke daha dikkatli bir şekilde ekonomi derslerinizi çalışsaydınız Nebati bey.

"Para basmaktan başka çaremiz yok" dediniz. Ancak doların değeri karşısında Türk Lirası'nın değerini düşürmeye devam ederken, bunun neden olduğunu bir türlü anlamadınız. Enflasyon, insanların cebindeki parayı nasıl erittiğini görmezden geldiniz.

Ve şimdi "Bakanlık görevimden ayrılıyorum" diyorsunuz. Şimdi, bu halka bir veda konuşması yapma zamanı Nebati bey. Bu milletin, sana emanet edilen ekonomiyi nasıl yönettiğini anlatmanın zamanı geldi.

Ama unutma, bu halk sadece hatalarını değil, başarılarını da incelemek ister. Yani eğer başarılı bir iş yaptıysan, bunu da anlatmanı bekleriz. Eğer ekonomiyi düzeltme konusunda herhangi bir başarı elde ettiysen, halkın bunu bilmeye hakkı vardır.

Bir sonraki bakanın işi zor olacak. Senin bıraktığın yerden devam etmek zorunda. Ancak umarız ki, bir sonraki bakan, senin hatalarından ders alır ve bu halkın ekonomisini daha iyi yönetebilir. Bu halkın, daha iyi bir ekonomiye, daha güçlü bir Türkiye'ye ihtiyacı var.

Güle güle Nebati bey. Umarız, sizinle geçen zaman, insanların geleceği için bir ders olur.

Güle güle Nebati bey, umarız ki, yerine gelen kişi, sadece koltuğun ağırlığını değil, aynı zamanda umudu da taşıyabilecek bir kişi olur. Unutmayalım ki, 'büyük güç, büyük sorumluluk getirir'.