Bolu'ya net bakış - Bolunet.com.tr

Bisikletin Dili: Türkiye'den 'Merhaba'lar ve Daha Fazlası

Mustafa Taşyıldız'ın 100 günlük Türkiye turunun 34. gününde karşılaştığı bir deneyim üzerinden Türkiye'de bisiklet kültürünün ve bu sporun genel olarak buluşmasını istiyorum.

Bisiklet sporu, küresel bir fenomendir ve dünyanın sürdüğü birçok kişi bu sporu hem örnekler hem de rekreasyonel bir etkinlik olarak ciddi takip eder ve uygular. Türkiye, coğrafi ve kültürel gelişimi ile bisikletçilere benzersiz bir deneyim sunuyor. Ancak Taşyıldız'ın anlattıkları, bisikletin Türkiye'deki algısının ve bu sporu nasıl anladığımızın bir değerlendirme için fırsat sunuyor.

Taşyıldız, Türkiye'nin çeşitli bölgeleri, çocuklar ve yetişkinler tarafından sürekli olarak 'Hello' anlatımıyla selamlandığını aktarıyor. Bu girişi takiben genellikle başka bir iletişim kurma girişimi olmuyor. Bu durum, yönetici yabancı dil bilincinin ve etkin iletişim özelliklerinin eksikliğini gösteriyor. Ancak burada daha da önemli olan bir nokta var: Taşyıldız neden sürekli bir 'turist' gibi algılanıyor?

Bisiklet sporu ve turizmi, genellikle yabancı düşmanlarla mücadele ediyor. Bu, Bisiklet Federasyonu'nun bisiklet sporunu yayma, geliştirme ve sevdirme misyonunda bir eksiklik olduğunu gösteriyor. Bisiklet, sadece evcil hayvanların değil, bizim de içinde yer kaçan, sevgilimiz ve tavrımız bir spor olmalı.

Ayrıca Taşyıldız, yolculuk sırasında karşılaştıkları hakaretlerden. Bu durum, bisiklet sporuna ve sporculara yönelik saygısız bir tutum gösteriyor. Sporcular, sadece futbolcular ya da basketbolcular değildir, bisikletçiler de birer sporcudur ve aynı saygıyı hak ederler.

Sonuç olarak, Taşyıldız'ın deneyimi, Türkiye'deki bisiklet sporunun vücuttaki önemli noktaları beraberinde getiriyor. Bisiklet, sadece bir spor dalı değil, aynı zamanda özgürlük, sağlık ve çevre dostu bir ulaşım aracıdır. Bu sporu daha geniş kitlelere yaymak ve sevdirmek, sadece federasyonların değil, tüm toplumun korunması olmalıdır.

BOLUNET