Bolu'ya net bakış - Bolunet.com.tr

Tanju Özcan: Koltuklara Takılıp Kalmış Bir Siyasetçi...

Günümüz siyaset sahnesinde bazen ilginç ve gergin anlar yaşanabiliyor. Son zamanlarda Türkiye'nin gündemine düşen Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ve CHP'li eski Milletvekili Barış Yarkadaş arasındaki koltuk fırlatma olayı da bunlardan biri. Ancak, bu olayın ardından Tanju Özcan'ın davranışlarına yönelik tepkiler oldukça keskin oldu.

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, CHP içinde genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı değişim talepleriyle birlikte hareket eden isimlerden biri olarak dikkat çekti. Parti merkezine yürüyerek gerçekleştirdiği eylem ve ardından yaptığı konuşma, büyük bir tartışma yarattı. Ancak, bu tartışmanın merkezinde yer alan koltuk fırlatma olayı, gerginliği daha da tırmandırdı.

Tanju Özcan'ın CHP Genel Merkezi'nde yaptığı konuşma sırasında koltuk fırlatması, eylemden daha fazla tepki çekti. Özcan, Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirirken "Koltuk meraklısı Bay Kemal'i göndermenin zamanı geldi. Sen madem bu kadar çok koltuk seviyorsun. Bak koltuk sevdalısı Kemal Kılıçdaroğlu, ben sana koltuk getirdim. Şimdi in o koltuktan al bu koltuğu git evinde otur, torunlarını sev" şeklinde ifadeler kullandı. Bu sözler, siyasi nezaket sınırlarını aşan bir dille yapılan bir eleştiri olarak değerlendirilebilir.

Tanju Özcan'ın CHP Genel Merkezi'nde gerçekleştirdiği eylem ve sonrasında yaptığı konuşmada vurguladığı "Koltuk meraklısı Bay Kemal" ifadesi, onun değişim talepleriyle birlikte kendi siyasi kariyerine odaklandığına işaret ediyor. Bu ifade, Tanju Özcan'ın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirirken kendi siyasi geleceğini ön plana çıkardığını ve kendi koltuğunu koruma endişesine sahip olduğunu düşündürüyor. Bu durum, eleştiri ve değişim taleplerinin ötesinde, Tanju Özcan'ın kişisel çıkarlarını da ön planda tuttuğunu gösteriyor.

Ancak, televizyon programında Tanju Özcan ile Barış Yarkadaş arasında yaşanan koltuk fırlatma konusu tartışması, olayın daha da gerginleşmesine neden oldu. Tanju Özcan, Yarkadaş'ın da CHP liderine benzer bir eylemde bulunduğunu iddia etti ve "Yarkadaş yakasındaki kartı fırlatmıştı Kılıçdaroğlu'na isabet etmişti." dedi. Bu iddiaya sinirlenen Yarkadaş ise, "Öyle bir şey yok. Kartı attım ama genel başkana gitmedi, bu da yalan. Ben genel başkana saygısızlık yapmadım. Genel başkana karşı senin yaptığın gibi bir şeyi yapmam. Atatürk'ün koltuğunda oturan kimseye böyle bir saygısızlık yapmam." şeklinde yanıt verdi.

Bu olaylar, CHP içindeki gerginliği ve değişim taleplerini yansıtan birer örnek olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, bu gerginlik ve tartışmalar siyasi nezaket sınırlarını aşarak, hoşgörü ve saygı çerçevesinden uzaklaşmış gibi görünüyor. Siyasetçilerin sorumlulukları arasında, demokratik değerlere uygun bir şekilde fikir alışverişi yapmak, eleştirileri yapıcı bir dille ifade etmek ve birbirlerine saygı göstermek yer alır. Bu olaylar, bu sorumlulukların yerine getirilmediğini gösteren acı bir hatırlatma olarak değerlendirilebilir.

Sonuç olarak, siyasetin sert bir alan olduğu ve çatışmaların yaşanabileceği bir gerçektir. Ancak, bu tür olaylar, siyasi aktörlerin birbirlerine karşı göstermeleri gereken nezaket ve saygıyı koruma konusunda daha dikkatli olmaları gerektiğini hatırlatmalıdır. Siyasetçilerin, halka örnek olacak davranışlar sergilemesi ve ülke sorunlarına odaklanması, toplumun da umut bağladığı bir beklentidir.

Aydın Karataş