Patronun Cinliği...

Bir gün bir şirkette hırsızlık olur ama öyle çok değil, tabiri yerindeyse çorba parası kaybolur. Hırsız öyle yamandır ki 2-3 günde bir gelir harçlığını alır gider ama kimse yakalayamaz. Tabii meblağ küçük olunca da patrona laf gitmesin, kasadaki bir paraya mı sahip çıkamıyorsunuz demesin diye çalışanlar eksiği el birliği ile tamamlar her gün.

Ama bir süre sonra olay çığırından çıkar ve çalışanlar nöbet tutmaya karar verirler. Hakikaten nöbetçinin olduğu hiçbir gün kasadan para eksilmiyordur.
Bunu gören patron sorar "Hayırdır ne nöbeti bu?". Artık para çalınmamasının gururuyla konuyu patrona anlatırlar. Patron da durumdan rahatsız değil çünkü ne cebinden eksilen para var ne de nöbet için mesai isteyen.

Ama bir süre sonra çalışanlar isyan etmeye başlar; boşu boşuna nöbet tuttuklarını düşünürler çünkü, ya nöbet yüzünden molaya çıkamıyorlar ya da işlerini eksik yapıp evde çalışmak zorunda kalıyorlardır. Konu bir şekilde patronun kulağına gider, nöbetin olduğu güne kadar ortalama kaç paranın kaybolduğunu öğrenir ve ticari zekayla bir çözüm üretir; bundan önce kaybolan paranın ne kadar olduğunu öğrendiğini, bu meblağı kendisi dahil herkesten her ay eşit miktarda kesilmesini, bu şekilde kimsenin nöbet tutmasına gerek kalmayacak bir sistem düşündüğünü anlatır.

Birkaç çalışan bu duruma razı olmasa da oy çokluğuyla patronun teklifi kabul edilir.

Bir süre sonra bütün çalışanlara iş akdinin feshedildiği ile ilgili yazılar ulaşır, tabii herkes soluğu patronun odasında alır. Patronun masasının üzerinde bir miktar para ve bazı kağıtlar vardır. Patron başlar açıklamaya; Bu paralar kasadan kaybolan paralar, kasanın başında kimsenin durmadığını gördüm her an ufak ufak bu paraları aldım. Bana durumu izah edecek birisini bekledim ama gelen olmadı, siz ise konuyu örtbas ettiniz. Sonra kasayı bir kilit almak yerine nöbet tutmayı daha doğru buldunuz. Sonra da bundan da şikayet edip maaşlarınızdan kesilmesi uğruna nöbetten vazgeçtiniz. Anlaşılan o ki sizde sorunu çözmek için düşünen zihinler yok benim de bu yüzden sizinle işim yok.

Bir laf vardır hırsıza kilit dayanmaz doğrudur ama günümüzün sorununu fark edip çözümler üretmeliyiz. Belki bu bir kilit değil ama bakarsınız bir mühürdür.

Herkeste vardır bir akıl. Ama Kadr ile kullanman gerek.