Özcan’ın Tuhaf Mücadelesi: Kim Korkar Kemal Bey’den?
222

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın son açıklamaları, dikkat çekici, yorucu, hatta belki de acı verici. İçinden bir türlü çıkamadığı çıkmazda kendini iyice sıkışmış hissediyor olmalı. Zira son hamlesi, bir istifa tahmininden öte, yalnızlığın ve çaresizliğin bir tezahürü gibi duruyor.

Öncelikle Özcan'ın kendisini bir Atatürkçü olarak tanımlaması ve bununla gurur duyması elbette ki takdire şayan. Ancak "CHP'de Atatürkçüler istenmiyor" ifadesi, tarihi mirası ve değerleriyle oynamaya kalkanlara hoş bir tebessümle bakarız biz. Sanki CHP’de ilk defa biri kendini Atatürkçü ilan etmiş gibi. Söz konusu ifade, genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na sert bir eleştiri olmaktan çok, ilginç bir özdeşleşme çabası.

Özcan’ın ayrıca "Cumhuriyet Halk Partisi'nde Atatürkçüler istenmiyor" iddiası tamamen yanıltıcı ve eksik. Atatürkçülük, CHP'nin en temel değerlerinden biridir. CHP, Atatürk'ün kurucusu olduğu bir parti. Bir parti mensubunun böyle bir iddiada bulunması, tam bir çaresizlik ifadesi olmalı.

Bir diğer ilginç yönü ise, kendisi hakkında 20 Temmuz'da çıkacak olan karara yönelik tahminlerinin veda konuşması gibi bir havası olması. Kendi deyimiyle, "bu bir veda mesajı mı? Öyle görünüyor." Gerçekten de öyle görünüyor. Ancak, bu da gösteriyor ki Özcan, kendisine gelen her eleştiri ve iddiaların bir politik komplo olduğunu düşünüyor, kendisini bir mağdur olarak görüyor.

Bir de bu "değişim ve adalet yürüyüşü" meselesi var. Bunu bir değişim çağrısı olarak göstermek yerine, daha çok kişisel bir meydan okuma, hatta Kılıçdaroğlu’na karşı kişisel bir hesaplaşma gibi görünüyor. Elbette ki, bu tür hareketlerin demokrasinin bir parçası olduğunu kabul ediyoruz. Ancak bunun, parti içi demokrasi ve disiplin kurallarının dışına çıkarak yapılmasının gerekliliğini anlamak zor.

Sonuç olarak, Özcan'ın bu son açıklamaları ve eylemleri daha çok bir çaresizlik göstergesi gibi duruyor. Hatta bu durum, belki de kendisinin sıkıştığı siyasi durumun bir göstergesi olabilir. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki, CHP, demokratik bir parti ve tüm mensuplarının eşit söz hakkına sahip olduğu bir parti. Dolayısıyla, eğer bir parti mensubu, kendisine yönelik eleştirilere bu şekilde tepki gösteriyorsa, bu durum belki de kendisinin değil, parti demokrasisinin sağlığının bir göstergesidir.

Ve son olarak şunu eklemekte fayda var: Partide gerçekleşecek her türlü değişim ve dönüşüm, parti içi demokrasi çerçevesinde, tüm parti mensuplarının katılımı ve onayı ile gerçekleşmelidir. Bu, hiçbir partinin, hiçbir genel başkanın tek başına karar veremeyeceği bir süreçtir. Ancak Özcan, belki de bu gerçeği görmekte zorlanıyor. Ancak bu durum, kendisine yönelik eleştirilerin bir parçası olmaktan çok, tüm partiyi, tüm parti demokrasisini ve tüm CHP'li seçmenleri ilgilendiren bir durum olmalı.

Aydın Karataş

br

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

narin

Puan Durumu

Takım OM G M P
1 GS  Galatasaray 5 5 0 15
2 FB  Fenerbahçe 5 4 0 13
3 BJK  Beşiktaş 4 3 0 10
4 İBFK  Başakşehir 5 3 1 10
5 EYP  Eyüpspor 5 2 0 9

Reklam

s

Bolu Nöbetçi Eczaneler

boluspor 2
boluspor 4

E-Bülten Aboneliği