Kayyum ve Demokrasi Çelişkisi: Halkın İradesi Tehlikede mi?... BoluNet
222

Demokrasinin İnce Damarına Müdahale: Kayyum Atamaları ve Halkın İradesi

 

BoluNet Analiz Merkezi

 

Halkın yönetime katılma hakkı, insanlık tarihinin en eski özlemlerinden biridir. Gücün saraylardan halk meydanlarına inmesi, insanların kaderini tayin etme haklarının tanınmasıyla başladı. Bugün, demokrasinin kalbi sandıkta atıyor. Abraham Lincoln’ün ölümsüzleşen sözlerinde yankı bulduğu gibi, demokrasi “halkın halk tarafından, halk için yönetimi”dir. Ancak Türkiye’de, son dönemde artan kayyum atamaları, bu ilkeyi gölgeleme riski taşıyan yeni bir tartışmanın kapısını açıyor. Halkın seçtiği temsilcilerin görevden alınarak yerine atanmış yöneticilerin getirilmesi, demokrasiyi ve yerel yönetimlerde halk iradesini zedelediği gerekçesiyle geniş kesimlerce eleştiriliyor.

 

Demokrasiye Müdahale mi, Güvenlik Önlemi mi?

 

Türkiye, 2016’dan itibaren kayyum atamalarını daha sık konuşur hale geldi. Özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde, seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyum atanması uygulamaları, tartışmaların odağında. Hükümet yetkilileri, kayyum atamalarını güvenlik gerekçesiyle savunuyor. Belediyeler Kanunu’nun ilgili maddesine dayanarak görevden almaların yasal zeminde olduğunu öne sürerken, güvenlik zafiyetlerinin bazı yerel yönetimlerde sürdüğü iddiasını ileri sürüyorlar. Ancak eleştirmenler, bu uygulamanın demokrasiyi ve halkın iradesini yok saydığına işaret ediyor. Çünkü halkın özgür iradesiyle seçilmiş yöneticilerin bir bakanlık kararıyla görevden alınması, demokrasinin özüne aykırı bir tablo çiziyor.

 

Demokrasi Neden Önemlidir?

 

Demokrasinin asıl anlamı, sadece sandık başına gidip oy vermekle sınırlı değil. Bir toplumu toplum yapan, onu bir arada tutan şey; sadece sokaklarının düzeni, köprülerinin sağlamlığı değil, aynı zamanda halkın karar alma süreçlerine güven duyabilmesidir. Demokrasi, gücün toplumun tüm kesimlerine dağıtıldığı ve halkın kendini temsil edecek kişileri seçme hakkını güvenle kullandığı bir düzendir. Kayyum atamaları, bu temel demokrasi ilkesine müdahale olarak yorumlanıyor. Toplumsal güven duygusunu yıpratmak bir yana, halkın yönetimdeki temsil hakkını kaybetmesine de neden oluyor. Bu durum, sandıkta şekillenen halk iradesinin geçerliliğini sorgulatan, yeni bir güven bunalımının fitilini ateşliyor.

 

Halkın İradesine Karşı Merkezi Yetki

 

Birçok siyaset bilimci ve hukukçu, kayyum atamalarının anayasadaki demokratik temsili zedelediğini savunuyor. Yasal olarak, seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması gerekiyorsa, boşalan koltuğa belediye meclisi içinden seçim yapılması öngörülüyor. Ancak kayyum atamalarıyla bu düzenlemeler de devre dışı bırakılıyor ve halkın yerel yönetimlerdeki iradesi merkezi yönetim tarafından tayin edilen görevlilere emanet ediliyor. Sonuç? Halkın seçimle verdiği yetkinin, halk adına karar alacak meşru temsilcilerin yerini, atanmış kayyumların almasıyla bir tür "bürokratik yönetim" şekline evrilmesi. Adeta halkın iradesi, yerel yönetimlerden alınıp merkezde toplanıyor. Bu da, demokrasiye olan güvenin temelini sarsıyor.

 

Kayyum Atamaları, Toplumsal Güveni Nasıl Etkiliyor?

 

Türkiye’de demokrasinin işleyişine yönelik kırılganlıklar kayyum atamaları ile daha belirgin hale gelmiş durumda. Seçimle belirlenen belediye başkanlarının yerine atama yapılması, halkın sandığa olan güvenini de zedeliyor. Halk, seçtiklerinin görev yapamayacağına dair bir öngörüyle, "Neden oy kullanayım ki?" düşüncesine kapılıyor. Ayrıca, seçimlerin ardından gelen kayyum atamaları, toplumda katılım ve aidiyet duygusunun zayıflamasına, vatandaşların sorunlarını kamu makamlarına iletme isteğinin azalmasına yol açıyor. Bu kopukluk, bir arada yaşama iradesini de olumsuz etkileyen bir güven bunalımına dönüşüyor.

 

Kayyum Eleştirileri Artıyor: Yerellikten Kopuş ve Demokratik Temsil Krizi

 

Sadece seçme ve seçilme hakkı değil, yerel yönetimlerin temel işleyişi de kayyum politikası ile sorgulanır hale geliyor. Eleştirmenlere göre, kayyumlar genellikle belediyelerde toplantılar düzenlemiyor, ihale ve hizmet alımlarında yerel firmaları tercih etmeyerek yerellik ilkesini zedeliyor. Demokratik temsil mekanizmalarının eksikliği, halkın taleplerine duyarsız kalma ve uzaklaşma eğilimlerini de tetikliyor. Muhalefet partileri, kayyum atamalarının hukuka ve Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtirken, seçilmişlerin iradesine karşı bir tehdit olarak görüldüğünü ifade ediyor​. Hukukçular ise, hukuki temelinin tartışmalı olduğu bu uygulamanın, toplumun demokrasiyi yalnızca bir kavram olarak değil, hak olarak yaşama ve sahip çıkma sürecini de baltaladığı görüşünde birleşiyor.

 

Sonuç: Demokrasi, Sandığın Ötesinde Bir Değerdir

 

Demokrasi sadece sandık başında yaşanan bir formalite değil, her gün yeniden inşa edilmesi gereken bir güven ortamıdır. Halkın seçme ve seçilme hakkına müdahale, demokrasiyi yalnızca seçim günlerine hapsetmek olur. Kayyum atamalarıyla halk iradesine müdahale etmek, demokrasinin en temel ilkesine karşı işlenmiş bir suç gibidir. Halk, kendi kendini yönetme hakkına saygı duyulmasını ve seçilmiş temsilcilerin özgürce görev yapabilmesini talep ediyor.

 

BoluNet olarak demokrasinin korunması ve halkın iradesine saygı gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü demokrasi, sadece seçilenlerin değil, tüm toplumun ortak bir irade ile geleceğe yürümesidir.

br

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

narin

Puan Durumu

Takım OM G M P
1 GS  Galatasaray 13 11 0 35
2 FB  Fenerbahçe 13 10 1 32
3 SAMS  Samsunspor 14 9 3 29
4 EYP  Eyüpspor 14 6 3 23
5 BJK  Beşiktaş 13 6 3 22

Reklam

s

Bolu Nöbetçi Eczaneler

boluspor 2
boluspor 4

E-Bülten Aboneliği