Erdoğan’ın Mısır ile Normalleşmesi: İdeolojik Taviz mi Zorunluluk mu?... BoluNet
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi ile ilişkileri normalleştirme süreci, hem Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz hem de bölgesel yalnızlık bağlamında tartışmalara neden oluyor. 2013’te Sisi'ye yönelik sert eleştirileriyle bilinen Erdoğan, bugün geldiği noktada pragmatizmi seçerek ideolojik duruşundan taviz veriyor. Özellikle Türkiye'nin artan enflasyon, düşen döviz rezervleri ve dış yatırımlardaki azalma, bu tür diplomatik manevraların zorunlu hale gelmesine yol açtı. Bu adım, Türkiye'nin ekonomisini toparlamaya yetebilecek mi sorusu, kamuoyunda merak uyandırmaya devam ediyor.
Erdoğan’ın Mısır Açılımı: İdeolojik Tavizler ve Ekonomik Zorunluluklar
Türkiye’nin Mısır ile yaşadığı yıllar süren diplomatik soğukluk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönemde attığı adımlarla yeni bir döneme girdi. 2013’te Mısır’da Müslüman Kardeşler hükümetinin darbe ile devrilmesi sonrasında Mısır’ın yeni lideri Abdülfettah Sisi’ye karşı sert eleştirilerde bulunan Erdoğan, aradan geçen yılların ardından Mısır ile normalleşme sürecine girdi. Ancak bu adım, pek çok açıdan eleştirilmeyi de hak ediyor. Erdoğan’ın geçmişteki sert söylemleriyle çelişen bu açılım, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz ve uluslararası arenada yaşadığı yalnızlık bağlamında değerlendirildiğinde, bir ideolojik taviz ve zorunlu bir manevra olarak görülüyor.
İdeolojik Katılıktan Ekonomik Pragmatizme
Erdoğan, 2013’te Mısır’da yapılan askeri darbenin ardından Abdülfettah Sisi’yi şiddetle eleştirmiş, darbenin ardından Müslüman Kardeşler’e olan desteğini açıkça ifade etmişti. Bu duruş, Erdoğan’ın bölgedeki İslamcı hareketlere olan desteğini ve ideolojik bağlarını yansıtıyordu. Ancak aradan geçen yıllar, özellikle Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı ekonomik zorluklar ve diplomatik izolasyon, Erdoğan’ın bu duruştan vazgeçmesine yol açtı. Bugün geldiğimiz noktada Erdoğan, ideolojik sertlikten ödün vererek Sisi ile bir normalleşme sürecine girmiş durumda.
Erdoğan’ın bu adımı, uluslararası ilişkilerde ideolojik çizginin, ekonomik ve bölgesel çıkarlar uğruna nasıl bir kenara bırakıldığının çarpıcı bir örneği olarak görülüyor. İdeolojik ilkelerinden vazgeçmek pahasına, bölgesel ilişkilerini yeniden kurma çabası içine giren Erdoğan, bir yandan da Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizden çıkış yolları arıyor. Mısır ile ilişkilerin yeniden inşa edilmesi, bu çabanın bir parçası olarak karşımıza çıkıyor.
Ekonomik Kriz ve Diplomatik Çıkış Arayışı
Türkiye, son yıllarda derinleşen bir ekonomik krizle karşı karşıya. Yükselen enflasyon, artan işsizlik, düşen Türk Lirası değeri ve azalan dış yatırımlar, Türkiye’nin ekonomik dengelerini altüst etmiş durumda. Erdoğan’ın Sisi ile yakınlaşmasının, bu ekonomik krizden çıkış için bir umut ışığı olduğu söylenebilir. Mısır ile ticaret hacminin 15 milyar dolara çıkarılması hedefleniyor ve enerji projelerinde iş birliği yapılması planlanıyor. Özellikle Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları ve doğal gaz projeleri, iki ülke arasında potansiyel iş birliği alanları olarak öne çıkıyor.
Ancak bu adımların, Türkiye’nin ekonomisini kurtarmaya yetecek uzun vadeli çözümler olup olmadığı sorgulanmalı. Erdoğan’ın geçmişte Mısır’a yönelik sert söylemleri dikkate alındığında, bu yeni yaklaşımın iç kamuoyunda nasıl karşılanacağı da merak konusu. Özellikle Erdoğan’ın sert tabanı, ideolojik bir taviz olarak görülen bu açılımı nasıl değerlendirecek? Bu sorular, Erdoğan’ın siyasi meşruiyetini zedeleyen unsurlar olarak öne çıkıyor.
Diplomatik Yalnızlık ve Bölgesel Strateji
Erdoğan’ın Mısır ile normalleşme sürecine girmesi, sadece ekonomik zorunluluklarla açıklanamaz. Türkiye, Ortadoğu’da son yıllarda giderek yalnızlaşan bir aktör haline geldi. Erdoğan’ın Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail gibi ülkelerle de bozulan ilişkileri, Türkiye’yi bölgesel anlamda izole etmişti. Mısır ile kurulan bu yeni ilişki, Türkiye’nin diplomatik yalnızlığını kırma çabasının bir parçası olarak da görülebilir. Ancak bu girişimin, kalıcı bir dış politika değişikliği mi yoksa kısa vadeli bir manevra mı olduğu sorusu hala cevapsız.
Erdoğan’ın bölgesel yalnızlığı kırma adına attığı bu adım, aynı zamanda Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki enerji projelerine yeniden dahil olma arzusunu yansıtıyor. Ancak bu hamle, Türkiye’nin jeopolitik konumunu güçlendirmekten çok, ekonomik krizden çıkış için zorunlu bir diplomatik hamle gibi duruyor. Bölgesel güç dengelerinde yeniden yer alma çabası, Türkiye’nin daha geniş bir stratejiyle hareket ettiğini gösterse de, bu hamlenin asıl amacının iç siyasetteki krizden kaçış olduğunu görmek zor değil.
Popülist Strateji ve Seçim Dönemi
Erdoğan’ın dış politikada attığı bu adımlar, aynı zamanda popülist bir strateji olarak da değerlendirilmeli. 2024 yılında yapılması planlanan genel seçimler öncesinde, Erdoğan’ın dış politikadaki başarılarını iç politikada kullanarak kendi konumunu sağlamlaştırma çabası içinde olduğu görülüyor. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizi çözmekten çok, bu krizi örtmek ve uluslararası arenada yeniden kabul görmek için atılan bu adımlar, kısa vadeli çözümler olarak karşımıza çıkıyor.
Erdoğan, iç siyasetteki zayıflığını dış politikadaki kazanımlarla dengelemeye çalışıyor. Ancak bu hamlelerin, Türkiye’nin uzun vadeli çıkarlarına nasıl hizmet edeceği sorusu hala geçerliliğini koruyor. Erdoğan’ın diplomatik başarı olarak sunduğu bu normalleşme adımları, gerçekte Türkiye’nin ekonomik ve siyasi anlamda ne kadar sıkışmış bir durumda olduğunu ortaya koyuyor.
Sonuç: Kısa Vadeli Kazanımlar, Uzun Vadeli Riskler
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sisi ile yakınlaşması, Türkiye’nin mevcut ekonomik krizi ve diplomatik izolasyonu karşısında zorunlu bir adım olarak değerlendirilmelidir. Ancak bu adım, ideolojik ilkelerden taviz verilmesi pahasına atıldığı için, Erdoğan’ın siyasi meşruiyetini de zedeleyen bir hamle olarak görülüyor. Türkiye’nin ekonomik krizden çıkış için bölgesel iş birliğine ihtiyaç duyduğu bir gerçek. Ancak bu tür adımlar, Türkiye’nin uzun vadeli çıkarlarına hizmet edecek mi? Yoksa Erdoğan’ın iç siyasetteki popülist stratejilerini güçlendirmek adına atılan kısa vadeli bir manevra mı?
Bu haber BoluNet'ten!
Bolu'nun ve Gündemin nabzını tutun!
BoluNet'te en güncel ve çarpıcı haberler sizi bekliyor: www.bolunet.com.tr
0 Yorum
Yorum Gönder
Trend Haberler
Puan Durumu
Takım | OM | G | M | P | |
---|---|---|---|---|---|
1 | Galatasaray | 11 | 10 | 0 | 31 |
2 | Fenerbahçe | 11 | 8 | 1 | 26 |
3 | Samsunspor | 12 | 8 | 3 | 25 |
4 | Eyüpspor | 12 | 6 | 2 | 22 |
5 | Beşiktaş | 11 | 6 | 2 | 21 |
Yazarlarımız
-
- cihan tutal
- 31 Ocak 2024, 14:27
-
- Göknur Yerlikaya
- 16 Temmuz 2023, 19:12
-
- Elif Demirci
- 31 Mayıs 2023, 10:22
-
- Gülşah Aşçıoğlu
- 05 Nisan 2023, 15:46
-
- Aydın GÜLEN
- 05 Nisan 2023, 14:21
-
- Mehmet Tuna
- 05 Nisan 2023, 00:49
-
- GAMZE YERLIKAYA
- 28 Mart 2023, 13:27
-
- ibrahim atalay
- 25 Mart 2023, 15:43
-
- Emine Davarcıoğlu
- 13 Mart 2023, 19:41
-
- Aydın Bilgi
- 08 Mart 2023, 21:01
-
- Onur Özçakıroğlu
- 04 Mart 2023, 17:45
-
- Bestegül İltir
- 03 Mart 2023, 00:15
-
- Utku Tuğrul Güler
- 02 Mart 2023, 20:25
Editörün Seçimi
Bolu Nöbetçi Eczaneler
Anket
Anket Sonucu
Soru:
() Oy -
() Oy -
() Oy -
() Oy -
() Oy -
Toplam Oy Kullanıldı
E-Bülten Aboneliği
E-Bülten Aboneliği Yaptığınız Zaman Son Gelişmelerden Anında Haberdar Olursunuz.!
Benzer Haberler
GAZİ YAMANER'DEN KKTC'NİN 41 YILINA DUYGUSAL BAKIŞ… BoluNet
Hemşehrimiz Burak Cop Halk TV'de İstanbul'daki Barınma Krizini Değerlendirdi!... BoluNet
Kayyum Atamaları Üzerine Halk Ne Düşünüyor? ...BoluNet
10 Kasım'da Bir Ulus Gözyaşlarını Tutabilecek Mi?… BoluNet
Kayyum ve Demokrasi Çelişkisi: Halkın İradesi Tehlikede mi?... BoluNet
Anne ve baba adayları bu kampta bilinçlendirildi ...BoluNdet
CHP'den Kayyum Tepkisi: Esenyurt Meydanında Ne Mesaj Verildi? ...BoluNet
Türker Ateş: Halkın İradesine Yönelik Siyasi Oyunları Görüyoruz …BoluNet