Bolu'ya net bakış - Bolunet.com.tr

Öncelikle, enerji konusunda yayla bölgelerimizde yaşanan sıkıntıları görmezden gelmek ne halkımızın beklentilerine ne de ülke menfaatlerine hizmet eder. Yıllarca iktidarda kalan ve enerji altyapısını yaylalara ulaştırma gibi hayati bir konuyu çözme fırsatına sahip olan AK Parti, Bolu Milletvekili Yüksel Çoşkunyürek'in iddia ettiği gibi, CHP'nin itirazlarından dolayı bu işi yapamamış olabilir. Ancak, birçok faktörü kontrol altında tutan ve her istediğini yapabilen bir hükümetin, bu sorunları çözememesi, akıllara bazı soruları getiriyor.

Öncelikle, sorunlar bir yasa tasarısının kabul edilmemesi ile mi başladı, yoksa var olan bir durumu mu yansıtıyor? Eğer bir tasarı kabul edilmemişse, bunun nedeni CHP'nin itirazları mıydı, yoksa başka sebepler de mi vardı? İkincisi, CHP'nin itirazlarını sadece bir engel olarak mı görüyoruz, yoksa muhalefetin bu tür konularda hükümetin politikalarını denetleme ve halkın menfaatlerini koruma görevini yerine getirdiğini de mi düşünüyoruz?

Yayla bölgelerimizde enerjiye ulaşımın engellenmesi, vatandaşlarımızın yaşam kalitesini doğrudan etkiler ve kalkınmamıza katkı sağlayabilecek birçok faaliyeti kısıtlar. Tarım, hayvancılık, turizm ve daha birçok alan, bu enerji erişimine bağlıdır. Bu durum, hükümetin önceliklerini ve halkın menfaatlerini koruma konusundaki kararlılığını sorgulamamızı gerektirir.

Bir milletvekilinin, enerji problemlerini çözme konusundaki çabalarının engellenmesi yerine, bu sorunları çözme konusundaki kararlılığı ve bunun için gerekli adımları atma isteği, her zaman takdir edilmelidir. Ancak, enerji sorunlarının çözümü için somut adımların atılmaması ve bunun yerine sorumluluğun başkalarına atılması, hem hükümetin sorumluluklarını yerine getirmeme konusundaki isteksizliğini hem de bu konudaki başarısızlığını gösterir.

Bolu merkezde enerji sorunu, bir yerel sorun olmanın ötesinde, hükümetin enerji politikalarının bir yansımasıdır. Bu sorunlar, hükümetin enerji sektöründe reform yapma ve vatandaşların enerjiye erişimini kolaylaştırma konusundaki kararlılığını sorgulamamızı gerektirir. Bu, hükümetin sorumluluğunu yerine getirme konusundaki başarısızlığını ve enerji sektörünün daha etkili ve verimli hale getirilmesi için gerekli adımları atmama konusundaki isteksizliğini gösterir.

Sonuç olarak, yaylalarımızdaki enerji sorununun çözümü, tek bir yasa tasarısı veya politika değişikliği ile çözülemeyecek bir durumdur. Bu sorunun çözümü, hükümetin enerji politikalarında köklü bir değişiklik ve enerjiye erişimi kolaylaştırmak için gerekli yatırımların yapılmasını gerektirir. Bu adımların atılması, hem halkın enerjiye erişimini artıracak hem de ülkenin enerji sektörünün daha etkili ve verimli hale gelmesini sağlayacaktır. Hükümetin bu konuda göstereceği kararlılık ve sorumluluk, enerji sektörünün ve ülkenin geleceği için hayati öneme sahiptir.

Aydın Karataş