Ekonomide Fiyat Artışlarının Ardındaki Gerçek! "Psikolojik mi Ekonomik mi?"...BoluNet

Son dönemde sosyal medya platformlarından ekonomik sorunların 'psikolojik' etiketle örtbas edilme çabaları eleştiriliyor. Benzinden markete yaşanan fiyat artışlarına dikkat çekiliyor ve toplumun gerçeklerle yüzleşmesi talep ediliyor.

Psikoloji mi Ekonomi mi? Gerçekleri Görmek...

Son dönemde yaşanan ekonomik sıkıntılarla ilgili olarak "sorun ekonomik değil psikolojik" söylemi toplumun geniş kesimlerinde tartışma yaratıyor. Bu tartışmanın en çarpıcı eleştirisini ünlü yazar Yılmaz Özdil, Twitter hesabından yaptığı paylaşımla ortaya koydu. Özdil, "Geçen yıl 12 liraya aldığın benzini, bu yıl 37 liraya aldığını düşünüyorsan... teşhis doğru, sen olsa olsa ruh hastasısın" ifadeleriyle ekonomik gerçekleri psikolojik etiketlerle örtbas etme çabalarına dikkat çekti.

Bir toplumun ekonomik gerçekleri görmesine engel olmak için neler yapılabilir? Belki de onlara sorunların kaynağının psikolojik olduğunu söylemek? Özdil, Asrın liderimizin ifade ettiği gibi “sorun ekonomik değil psikolojik” olabilir mi?

Benzin fiyatlarını ele alalım. Geçen yıl litre başına 12 lira ödüyorduk. Şimdi bu rakam 37 lira. Bu orantısız artışın arkasında yatan nedenler nedir? Eğer düşündüğümüz gibi bu bir psikolojik sorunsa, insanların alım gücüne ne oldu? Ya da bu yılın psikolojisi geçen yıla göre neden bu kadar pahalıya mal oluyor?

Aynı durumu market alışverişi için de gözlemliyoruz. Geçen yıl 200 liraya alınan malzemeler şimdi 650 lira. Peki, bu ürünlerin maliyeti bu kadar arttıysa, bu maliyetin temelinde yatan ekonomik faktörler nedir?

Bir toplumun ekonomik sıkıntılarına 'psikolojik' bir etiket yapıştırmak, o toplumu aldatma çabasından başka bir şey değildir. Elbette psikoloji önemli. Ancak ekonomik verilerle psikolojiyi karıştırmak, gerçekleri görmemizi engelleyen bir sis perdesi oluşturur.

Eğer sorun gerçekten psikolojik olsaydı, ekonomik verilere bakarak bu psikolojik sorunu aşabilir miydik? Elbette hayır. Ancak ekonomik sorunları tanımlayarak, bunların üzerine stratejik planlar yaparak, bu sorunları aşmamız mümkün olurdu.

Yanıltıcı söylemlerle bir toplumun ekonomik gerçeklerini görmesini engellemek, o toplumun ilerlemesini engeller. Sorunlarla yüzleşmek, onları tanımlamak ve çözümler üretmek her iktidarın görevidir. Bu görevi yerine getirirken, toplumu yanıltıcı söylemlerle kandırmak yerine, şeffaf ve gerçekçi bir yol izlemek her zaman daha doğru ve etik bir yaklaşımdır.

BoluNet