Ekmek Ekseninde Büyüyen Küçülme

Gelecekte ne mi olacak? Bizim mükemmel liderlerimiz ekmeği küçültüyorlar, 'israf'ı korumak için. gerekir.

Geleceğe giderken biz ne yapıyoruz? Bizim mükemmel liderlerimiz ekmeğimizi küçültüyorlar, çünkü ekmek çarpması bir ulusal tehlikedir, öyle değil mi?

Ekmek. Ah, bu masum beyaz dilimler... Geleneksel Türk kahvaltısının olmazsa olmazı, elden çıkarmanın en temel maddesi. Bir zamanlar 250 gramdı, o masum beyaz dilimler. Şimdi 200 gram düşürüyor. Neden mi? Bize göre "israf" olduğu için. Bunu kim söylüyor derseniz, tabii ki her şeyi bilen, her şeyi en çok yapan ülkeleri ve mükemmel bir şekilde yönetenlerimiz.

İstanbul'da 240 gram ekmeğin fiyatı yüzde 20 oranında zamlanarak 5 TL'den 6 TL'ye çıktı. Ancak halkı memnun eden bir gelişme olarak sunuldu. Aslında böylesine bir zam halkı nasıl memnun eder, merak eder, bana sorarsanız, ben de ansızın.

A Haber, bunu "Ekmek 250 gramdan 200 gram düşecek" şeklinde sunarak halkı memnun eden bir haber olarak nitelendirdi. Peki, kim memnun oldu? Bir fırın önünde rastgele seçilmiş bir vatandaş. "İsraf oluyor mu hiç?" diye sorulduğunda, "çok" demiş. Yani ekmek israfımızın önüne geçmek için liderlerimiz bizim yerimize karar verdiler ve ekmeği küçülttüler. Ne kadar düşünceli, değil mi?

Ancak bu işletim bir başka tarafı daha var. Ekmek küçülürken, fiyatı da artıyor. Ve bu durum sadece İstanbul ile sınırlı kalmayacağını söylemek pek de zor olmasa gerek.

Bu yeni "küçülen ekmek" politikasını alkışlayanlar var. Onlar için ekmekler küçülürken, yürekler büyüyor. İsrafın geleceği ve yolun daha 'ekonomik' hale gelmesi adına atılan bu adım, bazılarına göre hayatın daha da kurtuluşunun bir işareti.

Ancak belki de unutulan bir şey var: Ekmeğin küçülmesi, hayatın küçülmesi, hayallerin küçülmesi demektir. Ama şükür ki, bazıları için bu, 'şükürler olsun' demek.

Ve işte bu, işin asıl trajikomik yönü. Neyi yiyoruz, ne şükrediyoruz, neler oluyor... Hepsini hatırlıyoruz. Biz sadece küçülen ekmeklerle mutlu olmaya devam ediyoruz, ne de olsa 'israfı' önleyenlerin çözümü bu. Ama belki bir gün, bu küçük ekmeklerin bizi ne kadar doyuracağını sorgulamaya başlarsınız. Ve belki o zaman, "Memnun olmak" ve "küçülmek" arasında ironiyi görmeye başlarsınız. Kim bilir, belki o zaman, ekmeklerimizin gerçek boyutunu talep ederiz.

Aydın Karataş