Bolu'ya net bakış - Bolunet.com.tr

E-devlet’in Dijital Çöküşü: 85 Milyonun Bilgileri Afişe

Bir sabah uyandınız ve 85 milyon vatandaşın kişisel bilgilerinin, bir çırpıda, internete sızdığı haberini aldınız. Yoksa bir kabus mu bu, diye düşünmeye başladınız. Ancak hayır, maalesef gerçek bu. Gerçek olan şu ki, Türkiye’de ikamet eden her bir vatandaşın kimlik bilgileri, telefon numaraları, adres bilgileri ve hatta tapu bilgileri artık bir çırpıda afişe edilebiliyor. Adeta modern zamanların büyük bir kabusu ile karşı karşıyayız.

E-devlet, bir devletin verimliliğini ve vatandaşlarına sunduğu hizmetlerin kolaylığını artırma vaadiyle geliştirilmiş bir sistemdir. Ancak bu haberle birlikte, sistem ne yazık ki bize kendi zaafiyetlerini ve hatalarını gözler önüne seriyor.

Sorgupaneli.org isimli bir site, vatandaşların bilgilerini yayımlarken, devletin en önemli isimlerinin bilgileri de bu listede yer alıyor. Ücretsiz üyelik karşılığı bu bilgilere ulaşılırken, daha özel bilgiler için ücretli üyelik talep ediliyor. Teknolojiye olan inancımız, güvenlik mekanizmalarına olan güvenimiz, en önemlisi de vatandaşlarımıza olan güvenimiz yerle bir oldu.

Dijital çağda siber güvenlik artık bir seçenek değil, zorunluluk. 85 milyon vatandaşın bilgilerinin ele geçirilmesi ve açığa çıkarılması, ciddi bir güvenlik zafiyetini gözler önüne seriyor.

Siber Güvenlik Uzmanı Mustafa Sansar'ın da ifade ettiği gibi, "burada bilgileri yer alanlar için büyük sıkıntı oluşabilir. Örneğin, bir düşmanınız varsa adresinizi bulur. Sizin adınıza bir yerlere ihbarda bulunulabilir. Yine sizin adınıza alışveriş yapılabilir." Bu da yalnızca buzdağının görünen kısmı.

Anayasa Hukuku Profesörü Şule Özsoy Boyunsuz’un sözleri, hepimizin içini acıtacak derecede doğru: "Öncelikle erişimin derhal engellenmesi lazım." Bu durum, sadece erişimin engellenmesiyle çözülebilecek bir sorun olmaktan çok daha fazlası. Sadece sızan bilgilerin kaynağının bulunması da yetmez. Devlet, vatandaşların bilgilerini nasıl koruyacağını, nasıl daha güvenli bir siber altyapı kuracağını ve en önemlisi, vatandaşların güvenini nasıl geri kazanacağını düşünmelidir.

Bu olay, Türkiye'nin dijital güvenliği konusunda nerede olduğunu ve nereye gitmesi gerektiğini gösteren bir uyarı niteliğinde. Dijital çağ, dijital tehlikeler getirir ve bu tehlikelerle mücadele etmek için çok daha güçlü bir strateji ve yapıya ihtiyaç vardır.

Unutmayın, bir kez kaybedilen güven, geri kazanılması oldukça zordur. Ve şu an Türkiye'nin karşı karşıya olduğu en büyük meydan okuma, vatandaşlarının güvenini yeniden kazanmak olacaktır. Bu, basit bir görev olmayacak, ancak bu haliyle, bu çabanın bir an önce başlaması gerekmektedir.

Haber: Elif Demirci - Bolunet İçerik Yöneticisi