Demokrasi İçin Mücadele: Hangi Sesler Yankılanıyor... BoluNet
Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı demokratik sorunları giderek derinleşiyor. Muhalefet liderleri, gazeteciler ve düşünce insanlarına yönelik yargı baskıları, ifade özgürlüğü gibi temel hakların zarar görmesine neden oluyor. Peki, demokrasinin temeli olan yargı bağımsızlığı nasıl korunmalı? Adaletin terazisi, güçlü olanların değil, haklı olanların lehine nasıl işleyebilir? Halkın iradesi ve özgürlüğü, tüm bu baskılar karşısında ne kadar dayanabilir? Bu sorular, bugün toplumun gelecek adına yanıt bekliyor. BoluNet olarak, bu kritik konuları ele alıyor ve toplumun vicdanını yansıtan bir tartışma ortamı sunuyoruz.
Demokrasi: Hakların ve Adaletin Yankısı
Bir sabah uyanıyorsunuz, gökyüzü gri. Ama bu kez hava durumundan değil. İnsanların yüzlerinden, dillerine dolanan korkulardan gri. Çünkü demokrasinin yankıları, artık eskisi kadar güçlü değil. Seslerin dili kısılmış, adalet ise çok uzaklarda yankılanan bir şarkı gibi…
Demokrasi nedir? Çok basit, halkın iradesinin üstünlüğüdür. Ama öyle yalnızca sandıktan çıkan oylarla sınırlı bir irade değil. Hakkını arayan bir işçinin bağırışı, özgürce yazılmış bir gazete köşesi, meydanlarda yankılanan düşünceler…
İşte demokrasi, tüm bu seslerin anlamını bulduğu ve yankılandığı bir düzen.
Fakat Türkiye’de bu kavram, son yıllarda daha çok “keşke”lerin, “ama”ların ve “bir gün”lerin gölgesinde kalıyor. Özellikle muhalefet üzerinde kurulan yargı baskısı, bu toprakların adalet iklimini kurak bir çöle çeviriyor.
İnsanların konuşmaktan çekindiği, düşündüklerini paylaşmaktan korktuğu bir ortamda, bu yankılar artık ne kadar güçlü duyulabilir?
Bugün, yargının bağımsızlığı yerle bir olursa, bu toplumun vicdanı nasıl sağ kalır?
Adaletin terazisi siyasetin elinde, güçlüden yana eğilirse, o terazinin altında kalan halk ne yapar?
Muhalefet liderlerine, gazetecilere, öğrencilere, akademisyenlere yönelen bu baskılar, demokrasinin yankısını boğuyor.
Oysa gerçek bir demokraside yargı, kimin güçlü, kimin zayıf olduğuna bakmaz. Hukuk, bir kılıç gibi değil, bir kalkan gibi kullanılır.
Ve her bir vatandaş kendini, her durumda adaletin güvenli kollarında hisseder. Ama bugün bizlere sunulan tablo, bundan çok uzakta.
Bu ülkenin bir Bekir Coşkun'u olsaydım, şöyle yazardım: "Adalet ve özgürlük, yalnızca bir grubun sesi olmamalı; herkesin yankı bulduğu bir alan olmalıdır. Eğer bu topraklarda bu yankılar susarsa, geriye ne insanlık ne de onur kalır. Demokrasi bir çiçektir; sulamazsanız, kurur."
İşte BoluNet okurları, demokrasi, yargı bağımsızlığı ve ifade özgürlüğü için konuşma zamanı.
Sadece izleyip susanlar, yarının karanlıklarından da sorumlu olacaktır.
Bolu’nun dağlarından aldığımız temiz nefes, bu ülkede adaletin, hakkın ve özgürlüğün yankısı olsun.
Hep beraber, daha aydınlık günlere!
Benzer Haberler
CHP Genel Başkanı Özel’den otel yangınında yakınlarını kaybeden iki aileye ziyaret ...BoluNet
Demokrasi İçin Mücadele: Hangi Sesler Yankılanıyor... BoluNet
Kartalkaya’daki otel yangınına ilişkin Meclis Araştırma Komisyonu kurulacak
Uzmanı konuştu: "2 milyon liralık sistem hayat kurtarabilirdi" ...BoluNet
Babacan: “Kurallar İşlemiyor, Canlar Yanıyor!” ...BoluNet
Ali Babacan Kartalkaya'da Yetkililerle Yangını Değerlendirildi... BoluNet
Otel faciasında hayatını kaybeden anne ve kızına acı veda ...BoluNet
Yangın faciasında hayatını kaybeden Güngör ailesinin acı hikayesi ...BoluNet