BoluNet

Şehirlerimiz, sokaklarımız, mahallelerimiz… Hepsi birlikte yaşama kültürümüzün, birlikte var olma çizgimizin, 'ben' ile 'sen'in 'biz' haline gelişinin sahnesi. Ancak bu sahne, zaman zaman insanların birbirlerine olan anlayışlarının yitimine ev sahipliği yapabiliyor. Bunun son örneklerinden biri de Alpağut Mahallesi muhtarlığından çıktı. Alevi vatandaşların cemevi talebine bir mahalle mezarlığına 'laf düşürme' zihniyeti ile karşı çıkıldı.

Bir muhtarın, cemevini istememe hakkı vardır elbette. Lakin bir topluluğun inancını yaşaması, yerine getirmesi için gereken bir yer istemeleri, bir araya gelmeleri bu hakkı geçersiz kılar. Bir mezarlık ve bir cemevi... İkisi de, bir nevi, inancın fiziksel hali. Ancak birinin varlığı diğerini reddetmek için kullanılmamalıdır.

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, durumu net bir şekilde özetledi: “Bu talepten önce İYİ Parti’yi ziyaret ettiler. MHP’yi ziyaret ettiler, AK Parti’yi ziyaret ettiler...” ve hepsi 'Evet' dedi. Ve sonra, hiçbir şey olmamış gibi, bir muhtar çıkıp “Burayı kaldırın” dedi. Bu, toplum olarak birlikte yaşama kültürümüzü yadsımanın sadece bir örneği.

Bu, yalnızca bir cemevi meselesi değil, aynı zamanda toplumsal çeşitliliği ve birlikte yaşama kültürünü sorgulamamız gereken bir durum. AK Parti Belediye Meclis Üyesi Semih Dimicioğlu'nun sözleri ise, aslında bu konunun altında yatan esas meseleyi yansıtıyor. "Kimseyi rahatsız etmeyecek, kimsenin inancını rahatsız etmeyecek bir yer bulmalıyız."

Dedikodu, huzursuzluk, ötekileştirme... Buna dur demek, vazgeçmeyi bilmeden, kimsenin inancını rahatsız etmeyecek bir yer bulma isteği ve kararlılığına bağlı. Ve nihayetinde, Alpağut Mahallesi Muhtarlığının, cemevi yerine dair yaptığı itiraz, reddedildi. Belki de bu, bir arada yaşamanın ve çeşitlilikten korkmamanın güzel bir zaferi.

Yine de unutmayalım, bu bir zafer değil; bu, herkesin varlığını kabul eden, saygı duyan ve birlikte yaşama kültürümüzü koruma mücadelesinin bir parçası. Şimdi, belki de en önemlisi, bu fikirlerin ve bu kabullenişin toplumun her katmanına yayılmasıdır.

Aydın Karataş, Bolunet.com.tr