Alpay Özalan Meclis’te Yine Kavgaya Karıştı! Şiddet Bitmiyor... BoluNet

Meclis’te Kavganın Adı: Alpay Özalan - Bir Vekilin Sorunlu Geçmişi

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), bir kez daha eski futbolcu, şimdinin AKP İzmir Milletvekili Alpay Özalan’ın adını taşımaktan ötürü rahatsız edici bir olayla anıldı. Ülkemizin yasama organı, topluma örnek olması beklenen vekillerin adeta birer mahalle kabadayısı gibi hareket ettiği bir arenaya dönüştü. Bu olayların baş kahramanı ise ne yazık ki bir zamanlar sahalarda adından fair play ödülleriyle söz ettiren, fakat şimdilerde meclis kürsüsünü adeta bir savaş meydanına çeviren Alpay Özalan'dan başkası değil.

Yine Aynı Sahne, Yine Aynı İsim

15 Ağustos 2024’te gerçekleşen TBMM olağanüstü toplantısı, anayasa mahkemesinin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararını görüşmek üzere toplandı. Her ne kadar konunun ciddiyeti tartışmaya açık olsa da, Meclis’in bir kez daha Alpay Özalan'ın kontrolsüz öfkesi ve kaba kuvvetiyle gündeme gelmesi, milletin iradesine hakaret niteliği taşıyor. TİP Milletvekili Ahmet Şık’ın kürsüde yaptığı konuşma sırasında Özalan’ın bir anda saldırıya geçmesi, “Bu adamın Meclis’te ne işi var?” sorusunu bir kez daha akıllara getirdi.

Şiddet Geçmişi Karanlık Bir Gölge Gibi

Alpay Özalan’ın TBMM’deki vukuatları saymakla bitmiyor. Eski bir futbolcu olarak sahalarda sertliği ile tanınan Özalan, Meclis’te de aynı tavrını sürdürüyor. Ancak arada önemli bir fark var: Sahalarda kontrol altında tutulan bu sertlik, mecliste tam anlamıyla patlama noktasına ulaşmış durumda. 2018’de HDP milletvekili Ahmet Şık ile yaşanan kavgada yine başroldeydi. Olayı hatırlayanlar için Özalan’ın bu kavgalardaki rolü, adeta birer deja vu yaratıyor. Sanki her olayda aynı senaryo oynanıyor; Özalan kürsüye koşuyor, hakaret ediyor ve nihayetinde yumruklarını konuşturuyor.

Kontrolsüz Öfkenin Adresi

2020 yılına dönersek, Meclis Genel Kurulu’ndaki ‘hak ihlalleri’ konusundaki meclis araştırma önergesi görüşülürken Özalan’ın yine sahne aldığını görüyoruz. “Hadi lan!” diyerek Cumhurbaşkanını savunma adı altında ettiği küfürler, bir milletvekiline yakışmayan, Türkiye’nin siyasi kültürüne büyük zarar veren hareketler olarak tarihe geçti. Öyle ki bu tür olaylar, Türkiye’nin demokratik olgunluğuna dair ciddi endişeler doğuruyor.

2021’de ise, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yanıt vermek üzere kürsüye gelen CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’e yönelik saldırısı, Özalan’ın artık şiddeti bir alışkanlık haline getirdiğini gösteriyor. Meclis kürsüsünde sözü dinlenmesi gereken milletvekillerinin, fiziksel saldırıya maruz kalma korkusu yaşamadan konuşma yapması gereken bir yer olması gerekirken, Özalan’ın bu tutumu Meclis’i adeta bir boks ringine çevirmiştir.

Sorumsuzca Davranışların Bedeli

Bir zamanlar milli formayı giyen, Türk sporuna hizmet eden bir ismin, bugün bu tür sorumsuzca davranışlarla gündeme gelmesi, hem kendisine hem de Türk milletine büyük bir haksızlık. Alpay Özalan’ın Meclis’teki varlığı, temsil ettiği partinin de sorumluluğunu hatırlatıyor. Bu tür şiddet olaylarına göz yummak, Meclis’in itibarını zedelemekle kalmıyor, aynı zamanda milletin gözünde siyaseti de itibarsızlaştırıyor.

Alpay Özalan’ın Karanlık Yüzü: Meclis’te Saldırgan, Gerçek Hayatta Güvenilmez!

Alpay Özalan’ın Meclis’teki saldırganlıkları gündemdeyken, eski takım arkadaşı ve yakın dostu Feyyaz Uçar’ın anlattıkları da onun kişisel yaşamına dair çarpıcı detaylar sunuyor. Uçar, Özalan’a evini kiraladığını ancak kiranın ödenmediğini, elektrik faturası için kendisinden para aldığını ancak elektriklerin kesildiğini, her gün kapısına bir alacaklının geldiğini söylüyor. "Alpay bizden şunu aldı, parasını ödemedi," diyenlerin sayısız olduğu belirtiliyor. Bu anlatımlar, Özalan’ın sadece sahadaki ve Meclis’teki davranışlarıyla değil, kişisel yaşamında da sorumsuz ve güvenilmez bir tavır sergilediğini gözler önüne seriyor.

Meclis’te Fair Play Hayal mi?

Alpay Özalan gibi isimlerin Meclis’teki varlığı, toplumun demokrasiye olan güvenini sarsıyor. Futbol sahalarında aldığı fair play ödüllerinin tam aksine, Meclis’teki tutumuyla adeta bir “anti-fair play” ödülünü hak ediyor. Bu olaylar, Türkiye’nin demokratik olgunluğunu sorgulatan ve milletin iradesine zarar veren gelişmeler olarak hafızalarda yerini alıyor.

Sonuç olarak, Alpay Özalan’ın sürekli tekrarlayan bu tür saldırganlıkları, artık kabul edilemez bir hal almıştır. Bu davranışların Meclis çatısı altında yeri yoktur ve siyasi parti yönetimlerinin, böylesi tutumlar karşısında sessiz kalmamaları gerekmektedir. Alpay Özalan’ın Meclis’teki varlığı, adeta demokrasinin ruhuna bir saldırı niteliği taşımaktadır.

Bu haber BoluNet'ten!

Bolu'nun ve Gündemin nabzını tutun!

BoluNet'te en güncel ve çarpıcı haberler sizi bekliyor: www.bolunet.com.tr