AKP'nin Ekonomiye Katma Değer Vergisi Şoku: AKP ve Erdoğan'ın Zamlar Karşısında Türkiye'nin İniltisi
222

Artan Vergiler ve İktidarın Halkı Kandırma Siyaseti: Ekonomik Çıkmazın Gözden Kaçan Boyutları

Büyük bir hayal kırıklığı içerisindeyim. Türkiye'nin tarihindeki en derin ekonomik krizlerden birinin göbeğindeyken, tüketicilere ve iş dünyasına yönelik yüksek vergi artışlarına tanıklık etmekten kaçamıyorum. İki ay önce iktidara gelen ve seçim sürecinde refah vaadeden hükümetin, bu tür bir ekonomik hamleye başvurması, sadece gerçeklerden kopuk bir politika değil, aynı zamanda vatandaşın güvenini sarsan bir taktik.

Türkiye'deki ekonomik iklimi düşününce, çoğu vatandaş için bu vergi artışlarına katlanmak mümkün değil. Bu kararlar, her seferinde ekonomik daralmanın faturasını vatandaşlara kesmekten başka bir şey değil. Üstelik hükümetin bu politikaları, aslında ekonomik darboğazın çözümü olmak yerine, daha da büyük bir sorun haline geliyor. Vergi artışları, enflasyonist baskıları artıracak, hanehalkı tüketimini düşürecektir.

Katma Değer Vergisi'nin (KDV) artırılması ve yurtdışından cep telefonu getirmenin maliyetinin artırılması gibi kararlar, aslında daha büyük bir sorunun parçaları. Bunlar, hükümetin kısa vadeli çözümlere başvurduğunu ve bu durumun uzun vadede ekonomiyi daha da zor bir duruma sürükleyeceğini gösteriyor.

Öte yandan, iktidarın halkı bu kadar ciddi bir durumda yanıltması büyük bir etik sorunu ortaya çıkarıyor. Kamuoyu nezdinde, iktidarın ekonomi politikalarına ilişkin güvenin sarsılması durumu, demokratik değerlerin erozyonunu ve siyasi kültürün bozulmasını hızlandırmaktadır.

Siyasetçilerin görevi, halkın güvenini kazanmak ve korumaktır. Bu nedenle, halkın çıkarlarını gözetmeyen ve bunun yerine yalnızca kısa vadeli mali çözümlere başvuran politikalar, hem ekonomik hem de politik anlamda ciddi zararlara yol açabilir.

Dolayısıyla, iktidarın refah vaadini yerine getirmek yerine, aslında ekonomik krizin daha da derinleşmesine neden olan politikalara başvurduğunu görüyoruz. Bu durum, hükümetin öngörüsüzlüğünün ve halkın çıkarlarını ikinci plana atan siyasi hırslarının bir göstergesidir.

Bu süreçte, hem vatandaşların hem de iş dünyasının daha fazla vergi yükü altında ezilmemesi için, hükümetin daha dikkatli ve halkın çıkarlarını koruyacak politikalar benimsemesi gerekiyor. Ülkenin ekonomik refahı ve istikrarı için iktidarın gerçekçi, sürdürülebilir ve adil bir politika benimsemesi şart. Yoksa, bu ekonomik çıkmazın çözümü değil, derinleşmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu, yalnızca halk için değil, aynı zamanda iktidarın geleceği için de büyük bir sorun oluşturuyor.

Gelen Zam Rüzgarı: Ekonomiye Tuz Biber Eken Kararlar ve Onların Yansımaları

Yalnızca iki ay önce refah sözleri vererek seçimlerde zafer ilan eden hükümet, bu sürenin sonunda vatandaşın ve iş dünyasının cebini yakacak hamlelere imza attı. Türkiye'nin ekonomik durumu düşünüldüğünde, bu artışlar çok daha büyük sorunları tetikleyecek nitelikte.

Katma Değer Vergisi'nin (KDV) yüzde 20'ye çıkarılması, tüketiciler için ürün ve hizmet fiyatlarında artışa neden olacak. Aynı zamanda, işletmeler üzerinde de ekonomik baskıyı artıracak. Ancak, bu durumun yalnızca tüketiciler ve işletmeler için değil, aynı zamanda ekonomi genelinde de olumsuz etkileri olacaktır. Enflasyon oranlarındaki artış ve hanehalkı tüketimindeki düşüş gibi olumsuz etkileri, ekonomik istikrarı zedeleyebilir.

Cep telefonlarına uygulanan vergi artışı da aynı şekilde endişe verici. Bu artış, yurt dışından getirilen telefonların maliyetini önemli ölçüde artıracak. Bu durum, tüketicilerin bütçelerini daha da zorlar hale getirecek. Aynı zamanda, bu tür bir kararın uzun vadeli ekonomik etkileri de göz ardı edilmemeli. Tüketicilere yüksek maliyetli bir yük bindirerek, ekonomik darboğazın daha da derinleşmesine yol açabilir.

Bunların yanında, birçok ürün ve hizmete uygulanan diğer vergi artışları da ekonomik durumu zorlaştırıyor. Bu tür vergi artışları, hem vatandaşların hem de işletmelerin üzerindeki ekonomik baskıyı artırıyor.

Bütün bu kararlar, hükümetin kısa vadeli ekonomik çözümlere odaklandığını gösteriyor. Ancak, bu tür kararlar, uzun vadede ekonomik istikrarı sağlamaktan ziyade, ekonomik durumu daha da zorlaştırabilir. Bu nedenle, hükümetin, daha adil ve sürdürülebilir ekonomi politikaları benimsemesi gerekiyor.

Önümüzdeki dönemde, hükümetin refah vaadini yerine getirebilmek ve ekonomik krizi hafifletmek için, tüketicileri ve iş dünyasını destekleyen politikaları benimsemesi gerekiyor. Aksi takdirde, ekonomik çıkmazın derinleşmesi ve vatandaşların daha fazla yük altında kalması kaçınılmaz olacak. Bu durum, sadece halk için değil, aynı zamanda hükümetin kendi geleceği için de büyük bir tehdit oluşturuyor.

Aydın Karataş

br

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

narin

Puan Durumu

Takım OM G M P
1 GS  Galatasaray 5 5 0 15
2 FB  Fenerbahçe 5 4 0 13
3 BJK  Beşiktaş 4 3 0 10
4 İBFK  Başakşehir 5 3 1 10
5 EYP  Eyüpspor 5 2 0 9

Reklam

s

Bolu Nöbetçi Eczaneler

boluspor 2
boluspor 4

E-Bülten Aboneliği